Allahını Seven İsyan Etsin
Kara bir ihramla çıkıyorum yola her tan kızılında sokaklara İn, cin top oynarken, ben.... topsuz alanda aklım onlarda kabemi, cennetimi arıyorum yavaş ve sakin adımlarla. Zira, benim kabem de, cennetim de nah !!! Şu kaldırım taşlarının altında .... K A L D I R I M T AŞ L A R I N I N A L T I N D A C E N N E T V A R !!! Kaldırım taşları ! Kaldırın bak ! Göreceksiniz.... taaa cehennemin bile ateşini söndürecek o taşlardan en dibe sızan yeryüzünün tüm gözyaşları. K a l d ı r ı n t a ş l a r ı !!! K a l d ı r ı n b a ş l a r ı !!! Tepemizde dalgalanan k A r A bayrağın altında.... özgürlük var !!!
Ben annemi gördüm Ağlıyordu annem Akıyordu gözyaşları Ayaklarının üzerine Ayaklarının altında cennet vardı oysa Islanıyordu cennetim @mehmetbk17 🍁
Reklam
Ben Annemi Ağlarken Gördüm
Ben annemi gördüm Ağlıyordu annem Akıyordu gözyaşları Ayaklarının üzerine Ayaklarının altında cennet vardı oysa Islanıyordu cennetim Benim cennetim annemin Ayaklarının altına serilmişti
O bağışlar. O perdeyi yırtmadı. O ne Arşa “Ey Levham” ne Cennete “Ey Cennetim” ne Ateşe “Ey ateşim” dedi. Ama Asilere, “Ey kullarım” dedi. Bu sana yeter bir övünçtür. Kıyamet günü “bedenim, bedenim!” diyeceksin. Hz. Muhammed (sav) “ümmetim, ümmetim!” diyecek. Cennet “hissem, hissem!” diyecek. Cehennem “payım, payım!” diyecek. Rabbu’lİzzet, “kulum, kulum!” diyecek.
O, ne Arş'a "Ey Levham"; ne Cennet'e "Ey Cennetim"; ne Ateş'e "Ey ateşim" dedi. Asilere, "Ey kullarım" dedi. Bu sana yeter bir övünçtür.
Sayfa 103Kitabı okudu
“O ne Arş'a “Ey Levham” ne Cennet'e “Ey Cennetim” ne Ateş'e, “Ey ateşim” dedi. Asilere, “Ey kullarım” dedi. Bu sana yeter bir övünçtür.”
Reklam
İnternet Fenomeni Kızın İmtihanı (İbretlik Hayat Hikayeleri Mutlaka Okumalısınız) Tüm mahremlerini internet ortamına ama bilinçli ama bilinçsiz şekilde taşıyan genç kızlarımız mutlaka ama mutlaka dinlemeli, Allah rızası için kendinizin iyiliği için dinleyin ve bir an böyle bir durumu düşünün kendi adınıza inşallah.... “Ümmü Gülsüm! Kızım kalk
Bir zamanlar, acı gözyaşları dökmüştüm; umutlarım acılarda eriyerek yitip gittiğinde, ve karanlık, daracık bir hücrede yaşamımı saklayan çorak tepede dururken – daha önce hiçbir yalnızın olmadığı kadar yalnız; anlatılması olanaksız bir korkunun önünde sürüklenerek – güçsüz, sadece düşüncenin sefaleti. – O sırada, ne geriye ne de ileriye gidebilirken, yardım bulmak için etrafa bakındığımda, ve kaçıp giden, sönmüş yaşama sonsuz bir özlemle tutunmuşken: – işte tam o sırada, bir şafak rüzgârıdır esti eski mutluluğumun doruklarından – ve bir anda koptu doğumla olan bağ – ışığın zincirleri. Yeryüzünün görkemi ve onunla birlikte bütün kederim de kaçıp gitti –, onunla hüzün yeni ve açıklanabilmesi olanaksız bir dünyaya aktı – ve sen, ey gecenin coşkusu, cennetim mahmurluğu, her yanımı kapladın – zemin, hafiften yükseldi; üzerinde özgürlüğüne kavuşmuş, yeni doğan ruhum dalgalandı.
Sayfa 5
O, ne Arş'a "Ey Levham" ; ne cennete " Ey cennetim" ; ne ateşe " Ey ateşim" dedi. Asilere, "Ey kullarım" dedi. Bu sana yeter bir övünçtür. Kıyamet günü "bedenim bedenim!" diyeceksin. Hz. Muhammed "ümmetim ümmetim!" diyecek. Cennet "hissem hissem!" diyecek. Cehennem "payım payım!" diyecek. Rabbu'l-İzzet, "kulum kulum!"diyecek
Sayfa 103Kitabı okudu
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.