Şüphesiz her ikisi birbirlerine pek yakışıyorlardı. Birbirleri için yaratılmışlardı sanki. Beşeriyetin tanıdığı en mukaddes bağ olan sevgi, onları birbirlerine bağlıyordu.
Sayfa 108Kitabı okudu
Fakat Sümeyye kendisini ilgilendirmeyen hiçbir haberle ilgilenmezdi. O, etrafında olup bitenlere kafa yoran kimselerden değildi.
Sayfa 102Kitabı okudu
Evet, Allah yolunda olunca her şey kolaylaşıyor, acılar bile tatlı hale geliyordu.
Sayfa 46Kitabı okuyor
İmtihansız cenneti kazanmak olur mu ?
İnsanların kendisine iftira edeceği korkusunun üzüntüsünden olacak ki,
'Keşke ben bundan önce ölmüş olsaydım da unutulup gitseydim.' diyordu. (Meryem 19/23)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bana Cebrail'in öğrettiği şu sözlerdir. Her namazın sonunda on defa tesbih edersiniz,on defa hamd edersiniz ve on defa da tekbir getirirsiniz. Yatağınıza girdiğinizde de otuz üç defa tesbih (Sübhanellah) edersiniz, otuz üç defa hamd (elhamdülillah) edersiniz ve otuz üç defa da tekbir (Allahû Ekber) getirirsiniz. İşte bu sizin için hizmetçiden daha hayırlıdır."
Hz. Fatıma(r.a) ile Hz. Ali (r.a) düğünü
Bu kutlu evliliğin, iki büyük insanın düğün evinin eşyası bir yatak, içi hurma lifi dolu bir minder, bir su tulumu, iki su ibriği ve bir el değirmeninden ibaretti.
Ey iman ve İslam davası iddiasında bulunanlar insanlığın efendisinin kızına ait bu mübarek evliliğin neresindesiniz? Onların gücü yüksek saraylar yapmaya ve rengarenk sergiler sermeye yetmiyor muydu? Elbette yetiyordu. Hatta onların düğün evi bu günkü düğün evlerinden de daha şatafatlı olabilirdi. Ama olmadı. Halbuki günümüzde iman ve İslam davasında bulunanların bir çoğunun düğün hazırlıkları yaparken ne kadar çok fuzuli masrafa girdiğini görüyoruz. Lafa gelince mangalda kül bırakmazlar, tatbikata gelince de kendilerinde olumlu hiçbir şey görülmez. İşte insanlığın efendisinin kızı, bütün yeryüzü kadınlarının efendisi Hz. Fatıma'yı onlara örnek gösteriyoruz.