Kitabı bu kadar yerden yere vurmak anlamsız. Kitap gerçekten devam niteliği taşıyor. ve ilk kitabın kadın kahramanı bu kitapta baş role çıkıyor. Yalnız ilk kitap Davinci Şifresi ile kıyaslanamayacak nitelikte fakat güzedi. bu kitapsa daha da basit. Yinede aksiyon kitapları zaten keyif alınmak için okunuyorsa bu kitap tam size göre
"Seninle tekrar görüşebilir miyiz?" diye sordu. Sesinde sevimli bir gerginlik vardı.
Gülümsedim. "Tabii."
"Yarın olur mu?"
"Sabırlı ol, çekirge," diye nasihat verdim. "Aşırı istekli görünmek istemezsin."
"Evet, zaten o yüzden yarın dedim," dedi. "Seni bu akşam yine görmek istiyorum ama tüm gece ve yarının büyük kısmını beklemeye razıyım." Gözlerimi devirdim. "Ciddiyim," dedi.
"Beni tanımıyorsun bile," dedim. Konsolda duran kitabı aldım. "Bunu bitirdiğimde seni arasam olmaz mı?"
"Ama cep telefonu numaram sende yok," dedi.
"Kitabın içine yazdığından şüpheleniyorum."
O şapşal gülümseme yüzüne yayılıverdi. "Bir de birbirimizi tanımıyoruz diyorsun."
Emerson'un modern zamanlarda Türkçe'ye çevrilmiş ilk kitabı. Elimde 50'lerde yapılmış cep kitapçıkları da var. Emerson'un bu ülkede tanınmıyor oluşu çok büyük kayıp. Gerçi siz onu özlü sözlerinden tanıyor olabilirsiniz, zira satır aralarında muhakkak bir sözüne rast gelmiş olma olasılığınız var. Neyse benim yorumum biçare siz okuduğunuzda ancak anlayabileceksiniz dile getiremediklerimi...
"Uykumuzu, çok küçükken teslim ederiz büyüklerimize. Sonra büyürüz. Büyüdükçe korkularımız da büyür, tedirgin uykularımız çoğalır. Günün birinde aşık olmuşsak, yeniden bir çocuk kadar kayıtsız bırakırız kendimizi bir başkasıyla aynı uykuya.
Oysa uykumuzu teslim ettiğimiz omuzlar, bir gün çekilir başımızın altından; esmer ya da sarışın kokusuna gömülüp uyuduğumuz boyunlar öksüz bırakır bizi. Bir kolumuz kopmuş gibi yatarız terk edildiğimiz yatakların içine. Sonra bir süre sızlayan gövdemizi başkalarıyla dindiririz. Yanımızdaki yabancı gövdeler, hafif tutar uykumuzu. Tedirgin bakışlarla yaşanan sabahlardan sonra kimselerle uyumak istemez oluruz artık.
Uykumuzu bedenlerimizden daha zor teslim ederiz bir başkasına.
Bırakın kediciklerin, şu öğle uykuları sürsün biraz... "
Sizce 7 tane kitabı (normal boyutta) 21 liraya mı almak daha iyi olur yoksa cep boylarını mı (tanesi 9 lira) almak daha iyi olur? Karar veremedim bir türlü.İçlerinden bir tanesini kütüphaneden aldım şu anda okuyorum,normal boyutu da çok güzel geldi bana bağrıma bastım kitabımı :) Normal boylarını alsam 27*7'den 147 TL tutacak.Cep boylarını alsam 65 lira falan.
İlk gazozu üreten Uludağ.
İlk bira fabrikası Bomonti.
İlk piyango Tayyare Piyangosu.
İlk çayı üreten Zihni Derin.
Blucin pantolona kot dememizi sağlayan Muhteşem Kot.
Cep telefonundan ''Alo'' dememizi sağlayan Turkcell.
İlk boyayı üreten DYO.
İlk otomobil Devrim'i üreten TÜLOMSAŞ.
İlk televizyon yayınını gerçekleştiren İTÜ TV.
Bunlar kitapta anlatılan cesur girişimcilerden sadece bazıları. Sayıları sekseni bulan bu girişimciler arasında Banat, Kristal, ETİ, Koç Holding, Pınar, UNO, Arçelik, Türk Traktör, Eczacıbaşı, Tariş ve Yeşil Kundura gibi kurumların da hikayelerine tanık olacaksınız.
İnsana şiirini ve biricikliğini sağlayan pek az şeyden biridir
el yazısı
el yazısı, parmak izi, sesi ve gözdeki iris tabakası
taklit edilemeyen, başkasına veremediğiniz şeyler, insan ancak bunlarla kendisi olur ve şair kalır...