Onun gördüğü dünya, vahşi ve zalimdi; herhangi bir sıcaklık barındırmayan; sevmelere, okşamalara, şefkate ve ruhların ışıltılı yumuşaklığına yer vermeyen bir dünyaydı.
Doğal olarak bundan böyle her şeyin dış görünüşüne karşı sonsuz bir güvensizlik içinde olacaktı. Bir şeye inanması için önce onun iç yüzünü, gerçeğini öğrenmesi gerekecekti.