Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
- Her suçta hepimizin az-çok mutlaka bir payı vardır. - Gerçekten cennete gitmek istiyor musun? Öyleyse daima adil ol. - İşlediği suçtan dolayı pişmanlık duymayan insan çok azdır; pişman olduktan sonra tekrar suç işlemeyen insan da çok azdır. - Tanrım, beni adaletin ayaklar altına alındığı bir toplumdan uzak tut! - Adaletin olmadığı yerde korku hakimdir. - Haksızlıkların artması, cesur insan sayısının azaldığını gösterir. - Affet ki gerçek acının ne olduğunu anlasın. - Tek başına kalsan da hak ve adaletten ayrılma; bugün bu davranışın nedeniyle zarar görebilirsin, hatta öldürülebilirsin, ama yarın heykelini de diktirebilirsin. - Adalet, dürüst insana cesaret; dürüst olmayan insana da korku verir. - Yargıçları adalet dağıtmayan bir ülkede, düzgün giden hiçbir şey olamaz. - Yasaların suç saymadığı suçlar da vardır. - Bir topluma kötülük tohumları mı ekmek istiyorsun? İşlenen suçların cezasız kalmasını sağla. - Hak; verileni almak değil, senin olanı hak ettiğini almaktır. - Rüzgar eken fırtına biçer. - Adaletsiz yönetici, adalete vereceği hesabın korkusuyla yaşar. -Adaletin olmadığı yerde yalan, şiddet ve zulüm vardır. -“Devletlerin çöküş dönemlerinde vatandaşların adalete olan güvenleri kalmamıştır” sözünü, tersten de şöyle söyleyebiliriz: Vatandaşların adalete olan güvenlerinin kalmadığı bir devlet, çöküş dönemine girmiştir.
Büyümek korkutucudur. Hayat korkuyu toy bir cesaretle kaplar. Çocukların hepsinin kabuğunda cesaret var, çekirdeklerinde korku.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
''Cesaret Korkusuzluk Demek Değildir. Eğer bir insan korkusuzsa, ona cesur diyemezsin. Bir makineye cesur diyemezsin, o korkusuzdur. Cesaret sadece korku okyanusu içinde varolabilir. Cesaret, korku okyanusu içinde bir adadır. Korku vardır ama bu korkuya rağmen insan o riski göze alır; işte cesaret budur. İnsan titrer, insan karanlığa girmekten korkar ama yine de girer. İnsan, kendine rağmen adım atar; cesur olmanın anlamı budur. Bu, korkusuzluk demek değildir. Korku dolu olmak ama onun altında ezilmemek demektir.''
"Cesaret korku ve hayranlık uyandırır, irade gücüyse sabır ve azim demektir. İradeleri çok güçlü olan kadınlar ve erkekler genellikle yalnızdırlar, çünkü dışarıdan soğuk görünürler."
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
282 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Jennifer McMahon - Söylemeyeceğine Söz Ver adlı kitaba yorumum: Öncelikle bu kitabın peşinden çok koştuğumu, delice merak ettiğimi söylemeyeliyim. Kavuştuğumda ise derhal okumaya başladım ve su gibi içtim sayfaları. Kitabın kapak resmi harika olmakla birlikte iç kağıdının çok kaliteli olduğunu bildirmeden geçmek istemedim. İç kağıdı O kadar
Söylemeyeceğine Söz Ver
Söylemeyeceğine Söz VerJennifer McMahon · Ephesus Yayınları · 20121,737 okunma
Reklam
Semerkant Yazmasından alınmış bir mesel : Üç arkadaş İran'ın yüksek yaylalarında gezintiye çıkmış. Karşılarına bir pars çıkmış, dünyanın en yırtıcı yaratığıymış. Pars üç adamı uzun uzun süzmüş sonra üzerlerine doğru koşmaya başlamış. Birincisi en yaşlı, en zengin, en güçlüleriymiş. Haykırmış: Ben buraların hakimiyim, bana ait olan bu toprakları
Sayfa 149 - Semerkant YazmasıKitabı okudu
Din bahsinde çocukların eğitimine gelince ortaya çıkan ilk mesele çocuklara dini düşüncelerin erken yaşlardan itibaren verilmesinin doğru olup olmadığıdır. Eğitimle ilgili eserlerde bu bahiste pek çok şey yazılıp söylenmiştir. Dini düşünceler her zaman bir ilahiyatı tazammum eder ve kendileri hakkında ve dahası dünya hakkında henüz bir şey
Eğlence parkındaki korku trenine bu yaz binmeye cesaret edemezlerse, asla bir erkek olamayacaklarına karar veren çocukların gülümsemeleri gibiydi.
Bak Milena, Robinson kendini o gemide işe aldırmak zorunda kaldı ve tehlikeli bir yolculuğa çıktı, gemisi battı, daha bir sürü şey.Ben yalnız seni kaybedersem Robinson olurum.Ama ben ondan daha Robinson olurum.Onun adası var, cuma var, daha bir sürü şeyi var, en sonunda onu alıp kurtaran ve her şeyi tekrar bir rüyaya dönüştüren gemi var; benimse hiçbir şeyim olmazdı, bir tek ismim, onu da zaten sana vermiştim. Bu yüzden sana bir dereceye kadar bağımlıyım, çünkü bağımlılık da pekala sınırları aşıyor.Bu ''ya-ya da'' meselesi çok fazla.Ya benimsin, ki bu iyi bir şey; ya da seni kaybederim, ki bu da kötü bile sayılmaz.Bu hiçbir şey sayılır.Kıskançlık yok, üzüntü yok, kaygı yok, hiçbir şey yok.Her şeyi bir insanın üzerine kurmak şüphesiz ki rezilce bir şey.Bu nedenle korku o temel üzerinde sinsice ilerliyor ama bu senden kaynaklanan bir korku değil.Bu, her şeyi bir insan üzerine kurmaya cesaret etmenin korkusu.İşte bu yüzden senin sevimli, fani yüzündeki o tanrısallık aslında başlangıçtan beri olan bu ''dirence'' karışıyor.
Reklam
352 syf.
7/10 puan verdi
Kitabı henüz bu sabah bitirebilme mutluluguna erişmekle beraber bu denli güzel bir eseri okumak için bunca vakit neden bekledigime hayıflandım açıkçası.Eser başlı başına bir kült roman ve Bay Orwell'ın harika zekasının bir izdüşümü resmen.Kitabın muhteviyatına deginecek olursak eser; W.Smitin'in 1984 Okyanusyasında yaşadıgi nefret-aşk, korku-cesaret, öfke-sakinlik gibi ikilemlerini anlatıyor.Bir yandan Parti ve Büyük Birader'in oluşturdugu korku imparatorlugu bir taraftansa Julia'ya duyulan amansız aşk. Sanıldıgının aksine aşk degil.nefret galip geliyor ironik olarak.1984 aslında kimi çevrelerce sosyalizmin ve komizmin anti-ütopik bir eleştirisi olarak kabul görüyor ancak bana göre eser Totaiter ve Despod rejimleri çok agır bir şekilde eleştiriyor. Son olarak bitabın 2000 sonrasi ülkelere nedenli benzedigi ise ayrı bir ironi konusu.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,2bin okunma
Aslında kimse kimseye borçlu degil hayatını. Rastlantilar ,anlık kararlar, otesini düşünmeden atılan adımlar, o an orada olmak ve daha pek çok şey. .bir bicagin sırtında ikiz kardeş gibi yaşayan cesaret ve korku! Korku ve cesaret! Hangisi borçlu, hangisi alacaklı?
Sayfa 73 - Doğan KitapKitabı okudu
352 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
43 günde okudu
Merak, endişe, karamsarlık, heyecan, cesaret, umut, korku, çaresizlik ve teslimiyet... Kitabın bana göre duyusal akışı tam da bu şekilde. Yazar ustalıkla kurguladığı distopyası ile sizi "acaba, mümkün mü" sorularıyla hayrete düşürüyor ve devamında kurgu sizi o kadar içine alıyor ki kitabın geri kalanı için merak yerini endişeye ve karamsarlığa itiyor. Bu esnada gelişen bir aşk öyküsü ile heyecanlanıyorsunuz. Yazar bu bölümlerde aşkın beraberinde cesaret duygusunu getirdiğini çok iyi işliyor. Teslim olmayacaklar, savaşacaklar diye düşünüp geleceğe dair bir umut taşıyorsunuz. Bu arada yazar romanın genel akışının dışına çıkıp 40 sayfa kadar harika bir sosyolojik analizi sunuyor bizlerle ki bu sayfalar günümüzde dahi geçerliliğini korumaktadır. Umudun zirvede olduğu bir anda her şey yerle bir oluyor, baştaki karamsar tablo yeniden canlanıyor fakat artık korkuyorsunuz. Ve bu korku artık yok olmayacak ve ona teslim olacaksınız. Roman teslimiyet ile bitiyor fakat hala 2050'ye kadar hiçbir şey bitmiş sayılmaz.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,2bin okunma
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.