İnsanın tutkularının esiri olması, aşkı için her şeyi yıkmayı göze alması zayıflık mı, yoksa gücün ta kendisi mi bilemiyorum. Çoğumuz bunları göze alamadığımız için, yaşamak istediklerimizi değil, hayatın bize sunduklarını yaşamakla yetiniyoruz.
Kırgınlık,
Özlem,
Hasret,
Bir tutam kızgınlık,
Farkındalık,
Yorgunluk,
Daha nice duygunun harmanlanmış haliyle daralıyorsa içiniz, siz kendinizle başbaşa bırakılmışsınız.
Öyle yalnız değil,
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Nilgün Marmara... Küçüklüğümden beri ne zaman ismini duysam, görsem bir ürperti hissederim tüm vücudumda. Hep uzaktan sevdim seni. Bir dergi kapağında boy boy fotoğraflarını görsem kaçardım. Bir yazını görsem hemen atlardım. Kendime hiç itiraf edemedim yalnızlığımı. Sanki bunu sen bana itiraf edecektin, korkardım. Çünkü senin bana göstereceğin
"Dünya, aşk tutkusunu öldürmek için örgütlenmişti sanki. Bu örgütün tuzaklarına kapılmadan, o doğal dürtüyü yaşamaya kalkışmak, bedelini ödemeye razı olmak, cesaret işiydi."
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Bi' gün bi' çılgınlık edip
Seni sevdiğimi söylesem
Alay edip güler misin?
Yoksa sen de, sever misin?
Cesaretin var mı aşka?
Çarpıyor kalbim bir başka
Sende böyle sevsen keşke
Desen bana, yâr
Cesaretin var mı aşka
Çarpıyor kalbim bir başka
Sen de böyle sevsen keşke
Desen bana yar
Konuşmadan gözlerinle
Beni sevdiğini söylesen
Yüreğime gözlerini
Ölene dek mühürlesem (Gülay)