Birisini sevmek yetmez. Cesur bir aşkla seveceksin. Öyle bir seveceksin ki ne bir hırsız, ne herhangi bir niyet veya yasa, evet ne tanrısal ne de dünyevi hiçbir yasa bu aşka engel olamasın.
355 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Harper Lee’nin Bülbülü Öldürmek romanı, hem Amerikan edebiyatının önemli bir klasiği hem de vicdanın, adaletin ve insan olmanın kitabı. Hikâyeyi küçük bir kız çocuğu olan Scout’ın gözünden okumak, olaylara masumiyetle ama bir o kadar da sorgulayıcı bir şekilde yaklaşmamızı sağlıyor. Romanın merkezinde yer alan Atticus Finch karakteri, belki de edebiyat dünyasının en ahlaklı ve cesur figürlerinden biri. Zencilerle beyazlar arasındaki ayrımcılığın derin olduğu bir dönemde, siyahi bir adamı savunması, adalet kavramının yalnızca yasa kitaplarında değil, vicdanlarda da aranması gerektiğini hatırlatıyor. Scout ve Jem’in büyüme hikâyesi, okura sadece bir mahkeme davasını değil; ön yargılarla, korkularla, merakla ve iyilikle örülmüş bir hayatı da anlatıyor. Romanın dili sade ama etkisi derin. Okudukça hem geçmişe hem bugüne dair pek çok şeyi düşünüyorsunuz. En çok etkilendiğim şey, kitabın ismiyle anlatmak istediği metafor: "Bülbülü öldürmek günahtır... çünkü onlar sadece şarkı söyler." Yani, masum olanı yok etmenin, susturmanın ne kadar büyük bir haksızlık olduğunu vurguluyor. Kısacası, bu roman sadece bir dönemi değil; insan doğasını, ahlakı, çocukluğun dürüst bakışını ve adalet arayışını anlatıyor. Ve evet, bazı kitaplar sadece okunmaz… Hissedilir.
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201481,1bin okunma
Reklam
İnsan yaşlanır;içinde o derin zayıflık hissini, kayıtsızlığı, rahatsızlığı hisseder, bütün bunlar ilerleyen yaşa gelir; böyle hissedince de sadece hasta olduğunu düşünür, bu can sıkıcı durumun belli bir nedeni olduğunu düşünerek korkularını bastırır ve hastalıktan kurtulduğu gibi bu durumdan da kurtulmayı ümit eder. Boş düşünceler ! Yaşlılığın bir hastalık olduğu düşünceleri. Yaşları ilerledikçe insanları dine yönelten şeyin ölüm ve ölümden sonraki şeylerin korkusu olduğunu söylerler. Fakat,kendi deneyimim beni şu inanca yöneltti; Böyle korku ve düşüncelerden apayrı olarak, dini duygular biz yaşlandıkça gelişme eğilimi gösterirler, çünkü ihtiraslarımız ateşini yitirdikçe, hayal güçlerimiz ve duygularımız köreldikçe aklımız daha rahat işler hale gelir, bir zamanlar aklımızı çelen imgeler, arzular ve hevesler arındıkça Tanrı, gizlendiği bulutların arkasından görünür, ruhumuz bütün aydınlıkların kaynağı olan bu varlığı hisseder, görür ve ona yönelir, bu yöneliş doğal ve kaçınılmazdır; dünyasına canlılığını ve cazibesini veren her şeyi artık yitirmekte olduğumuz için, o muazzam varoluş artık içsel ya da dışsal etkilerle desteklenmediği için, kalıcı bir şeye, bizi asla yanıltmayacak bir şeye tutunma ihtiyacı hissederiz; bir gerçekliğe, mutlak ve ebedi bir gerçeğe tutunmak isteriz. Evet, kaçınılmaz bir biçimde Tanrı'ya yöneliriz; bu dini duygu, doğası gereği öyle saftır ve bunu yaşayan ruha öyle bir mutluluk verir ki, diğer bütün yitirdiklerimizi telafi eder.
Sayfa 231·Kitabı okudu
"İnsanlar kim daha yürekliyse onu takip ediyor, onun dediklerini doğru kabul ediyorlar. Kim daha çok nefret ediyorsa nefret ettiklerinin yasa koruyucusu kabul ediliyor, kim daha cesur davranıyorsa her konuda haklı sayılıyor! Şimdiye kadar böyleydi, bundan sonra da böyle olacak. Bunu görmemek için kör olmak gerekiyor!"
Hicretsizlik
hazret-i ömer olsa ağzımı yüzümü dağıtırdı iftar sonrası çay ve sigaralardan hazret-i ali kale bile almazdı şu bitirme tezini
Reklam
949 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.