Kaderini çizerken cetvel kullanamazsın...
Sayfa 112Kitabı okudu
Babam sürekli okuyor. Okudukça şaşkınlığı artıyor. Her akşam, kitap okurken bir elinin tersini diğer elinin avucuna vurarak söylediği sözleri ezberliyoruz: "Dur dur, daha neler göreceğiz... Ben zaten anlamıştım... Vay vay vay..." Amcamın, halalarımın atlaslarını inceliyor, diğer kitaplarını okuyor. Din kitaplarında yazan göğün katlarını hesaplıyor, gülüyor. Elinden cetvel, pergel düşmüyor...
Reklam
Günün İkinci Sorusu 33 cm uzunluğunda bir cetvel var. Bu cetveldeki bazı yerler silik.Tam olarak okunabilen 8 işaret var.Bu 8 işaretle 1 cm'den 33 cm'ye kadar olan bütün tamsayı uzunluklar ölçülebiliyor. Cetvel üzerinde okunabilen sayılar nelerdir? Not: Cevaplarınızı açıklama yaparak yazarsanız iyi olur.
1 Temmuz günü Abdülaziz ve beraberindekiler, yeni icat edilmiş makinelerin görücüye çıktığı sergiyi gezmektedirler. Padişah, çember şeklinde bir cetvel ve önünde asılı kadife kaplı bir toptan oluşan makinenin önünde durur. Bu, günümüz lunaparklarında da görülen, topa atılan yumrukla kol kuvvetinin ölçüldüğü ilkel bir makinedir. Osmanlı sultanı topun aldığı darbeye göre ibrenin cetvel üstünde hareket ettiği dinamometrenin adını sorar. Kısa süren bir kararsızlığın ardından yetkili yutkunarak yanıt verir. “Téte Turque” Mevsim yazdır ama buz gibi bir hava eser ortalıkta...Fransız mucit, “Türk Kafası” adını verdiği makinenin önünde Osmanlı padişahının duracağını nereden bilebilirdi ki? Demek, Avrupalı için Türk kafası yumruk atmaya yarıyordu!... Sessizliği Abdülaziz bozar: “Halil Paşa, göster bakalım şunlara Türk kolunun kuvvetini.” Kayserili Halil Paşa, Abdülaziz gibi heybetli birisidir. “Emriniz başım üzre hünkârım,” dedikten sonra ceketini çıkarır ve gömleğinin kollarını sıvar. Herkes nefesini tutmuş, olacakları beklemektedir. Halil Paşa yaradana sığınarak öyle bir yumruk savurur ki, dinamometrenin dağılan yuvarlak ibresi bir Fransız’ın, kopan topu bir başka Fransız’ın, yayları da etrafta toplanan öteki meraklı Fransızların ayakları dibine savrulur. Dağılan makinenin karşısındaki Halil Paşa alaycı bir dille şunu söyler: “Bu Türk kafası değildir, Türk’ün kafasına vurulamaz. Bu olsa olsa Avrupalı kafası olmalı ki bir vuruşta dağıldı.” :)
Kurtlar Sofrası: Paris Barış Konferansı 18 Ocak 1919’da başlayan Paris Barış Konferansı, temelde I. Dünya Savaşı galiplerinin Osmanlı topraklarını paylaşmalarının, Ortadoğu’nun haritasını cetvelle yeniden çizerek bölgede yeni devletler yaratmalarının toplantısıdır. Bu toplantıya 32 devletin temsilcisi katılmıştı. Ancak etkinlik ve yetki beş büyük devletin elindeydi: İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Amerika. Kimi yazarlar Paris’teki bu toplantıya “Paris’te Kurtlar Sofrası” adını verirler. Paris Konferansı’nda Osmanlı İmparatorluğu paramparça edilip, cetvel ve pergelle Arap devletleri, Irak, Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan ve İsrail’in kuruluş oluşumları gerçekleştirildi. Paris Barış Konferansı’nda, Osmanlı devleti ve genel olarak Türklük dört önemli noktadan saldırıya uğruyordu. Bunlar: 1. Osmanlı topraklarının paylaşılması ve yeni devletlerin yaratılması; 2. Yunanistan’ın Megali İdea’sı için Yunan işgallerinin sağlanması; 3. Ermeni isteklerinin dikkate alınması; 4. Kürt isteklerinin görüşülmesi
"Kaderini çizerken cetvel kullanamazsın."
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.