Mesûdî’nin VIII. Yüzyılda Şiruya’nın sarayında vukû bulduğu belirtilen erken dönemle ilgili bir olay, olumlu bir kanaat oluşturmaktadır. Mesûdî’nin anlattığına göre hükümdar, saray adamlarından birine bir yolculuk esnasında atası İbni Erdeşir Babek’in Hazarların hükümdarını tuzağa düşürdüğü ünlü olayı bilip bilmediğini sorar. Alınan cevap ise saray adamının bu olayı gayet iyi bildiği yönündedir. Buradan yola çıkarak bu hikayenin halk arasında gayet iyi bilindiği anlaşılmaktadır. Böylece Hazarların Erde-şir zamanında (226-240) var oldukları kanaati hasıl olmaktadır. Arap tarihçiler, Erdeşir’in Hazarların istikametinde Kafkasların doğusunda önemli bir kışla olan Derbend’i işgal ettiğinden bahsederler. Ancak, burada Mesûdî’nin “ünlü tuzak”la neyi kastettiğini anlamak zor. Esasen Erdeşir’le Hazarlar arasındaki ilişki açık bir biçimde belirlenebilmiş değildir. Mesûdî’nin burada aktarmış olduğu bilgi, Hazarların III. Yüzyılda var olduklarının kesin bir kanıtı sayılmaz. Öbür türlü Pehlevice olarak kaleme alınan ve Nöldeke tarafından tercüme edilen Karnamak isimli Erdeşir tarihinde niçin bu olaylardan bahsedilmemektedir?Bunun muhtemel cevabı, Mesûdî’nin, diğer Pers hükümdarlarının zamanında vukû bulan olaylardan bahsetmekte olduğu yönündedir.