ŞEHADET VAKTİ
22 Ağustos 1966'da Seyyid Kutub'a idam cezası verildiğinde, Assam el-Attar'ın kitabında anlattığına göre Kutub bu kararı tebessüm ve Allah'a ka-lvuşmanın verdiği büyük bir mutlulukla karşılamıştı. Muhammed Ali Benna'nın dediğine göre Seyyid Kutub'un asılmasına asıl sebep "Yoldaki İşaretler" adlı kitabı idi.
Yüksel yayıncılıkKitabı okudu
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine. _Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri. _Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar. _Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
Reklam
Evet işitme ve görme harikası ve bediası kimin milkidir: Ve o kimdir ki, ölüden diri çıkarıyor ve diriden ölü çıkarıyor? Dün ortada yokken bugün bir canlı, bir ot, bir hayvan, bir insan meydana geliyor ve birtakım cansız maddelerden çıkıp geliyor ve sonra yine ölüyor. Yapanı olmadan bir olayın meydana gelmesi imkânsız olduğundan, bu hayat ve ölüm
Elbette ki, Batı fikir adamları ancak bu kadarını söyleyebilir ve: — Osmanlılar din ve milliyetlerinin vücut hikmetlerinin en büyük düşmanını, esir veya telef etmek mümkün iken salıverdiler! Diyemezdi. Bu manayı, Batı fikir adamlarına eş bir madde görüşüyle, asıl bizimkilerin, payitaht münevverlerinin ele alması gerekmez miydi? Halbuki, bakın,
Otoriteye İtaat Deneyi -4-
Milgram cevabı bildiğinden emindi. Bize bunu yaptıran derin­lere yerleşmiş otoriteye itaat duygusuydu. Milgram'a göre, de­neydeki gerçek suçlu deneklerin; patronun, neden oldukları fiziksel ve duygusal hasarlara rağmen, görevlerini yapmalarını emre­den laboratuvar görevlisinin isteklerine karşı koyma yeteneğinin olmamasıydı. Milgram'ın
Sayfa 279Kitabı okudu
Mesûdî’nin VIII. Yüzyılda Şiruya’nın sarayında vukû bulduğu belirtilen erken dönemle ilgili bir olay, olumlu bir kanaat oluşturmaktadır. Mesûdî’nin anlattığına göre hükümdar, saray adamlarından birine bir yolculuk esnasında atası İbni Erdeşir Babek’in Hazarların hükümdarını tuzağa düşürdüğü ünlü olayı bilip bilmediğini sorar. Alınan cevap ise saray adamının bu olayı gayet iyi bildiği yönündedir. Buradan yola çıkarak bu hikayenin halk arasında gayet iyi bilindiği anlaşılmaktadır. Böylece Hazarların Erde-şir zamanında (226-240) var oldukları kanaati hasıl olmaktadır. Arap tarihçiler, Erdeşir’in Hazarların istikametinde Kafkasların doğusunda önemli bir kışla olan Derbend’i işgal ettiğinden bahsederler. Ancak, burada Mesûdî’nin “ünlü tuzak”la neyi kastettiğini anlamak zor. Esasen Erdeşir’le Hazarlar arasındaki ilişki açık bir biçimde belirlenebilmiş değildir. Mesûdî’nin burada aktarmış olduğu bilgi, Hazarların III. Yüzyılda var olduklarının kesin bir kanıtı sayılmaz. Öbür türlü Pehlevice olarak kaleme alınan ve Nöldeke tarafından tercüme edilen Karnamak isimli Erdeşir tarihinde niçin bu olaylardan bahsedilmemektedir?Bunun muhtemel cevabı, Mesûdî’nin, diğer Pers hükümdarlarının zamanında vukû bulan olaylardan bahsetmekte olduğu yönündedir.
Reklam
59 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.