Mısır'daki Yunanlılar ordularına Müslümanlardan Daha Çok Yardım Etti
Hilafetin lağvı kararını 1924 Mart ve Nisan aylarında Mokattam'da yedi yazıyla objektif olarak inceleyen bir kişi A. Sabri'dir. dikkati çekecek bir öz eleştiriye girişiyor: "Hilafetin başkenti işgal edildiği, halife esir edildiği, Hristiyan alemi Haç'ın bu zaferinden dolayı keyiflendiği zaman Müslümanlardan tek protesto çıktı
Sayfa 350 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Uzun Sözün Kısası: Zihninizi Eğitin
Bilimsel perspektiften bakılınca, bütün bunlar ne işe ya­ rıyacak diye sorulabilir. Dalai Lama'nın psikiyatrist Howard Cutler ile beraber yazdığı, The Art of Happiness (Mutluluk Sanatı) adlı kitabında, mutluluğun sabit bir karakteristik, asla değişmeyecek sınırlı bir biyolojik nokta olmadığını, bu­ nun yerine beynin plastik gibi yoğrulabilir
Reklam
_(Cia ajanı Fuller’in “Yeni Türkiye” planı- 2008)_ _Atatürkçülük öldü. Nurcular ileri. Paul Henze(Cia) _Kemalizme son verip Osmanlıyla övünün. Fuller(Cia) _Türkiye, Atatürk'ün mirasını reddedip Osmanlı şeriatına geri dönmelidir. Samuel Huntington. (Cia) _Yapılması gereken Atatürk'ün İslam ve kürt düşmanlı olduğu fikrini yaymaktır. Kurt
_Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Üzülme, kızma, sadece anla. İnsanlara kahkahalarla gülmek ya da nefret duymak yerine onları anlamak için çaba sarf ettim. _Tutkulardan kurtulup özgürleşmek için, eylemlerimizin gerçek nedenlerini anlamalıyız. Anlamak, onları dönüştürür. _Aklın kılavuzluğunda yaşayan insan başkasının kendisine olan nefretine,
_Tanrıları, tıpkı insanlar gibi sevgi ve nefretle harekete geçen, armağan ve kurbanlarla etkilenen duygulu ve zeki varlıklar diye biliriz. İşte, dinin kökeni budur. Dolayısıyla, puta tapıcılığın ya da çoktanrıcılığın da kökeni budur. Tanrısal varlıkları yetkinliğin en son sınırlarına değin yücelte yücelte, sonunda birlik ve sonsuzluk, yalınlık ve
_Hissedebileceğiniz en güzel şey, hayatın esrarlı tarafıdır. Sanatın ve bilimin beşiğinde, bu ana duygu vardır. Onu bilmeyen, dünya karşısında şaşkınlık ve hayranlık duymayan kimse, ölü gibidir. _Delilik şüphesiz aptallıktan daha iyidir, delilik var olmuş bir zekânın yok oluşudur. Aptallık ise var olmamış bir zekânın var olmamaya devam
Reklam
( Geliştirilmiş Eristik Diyalektik )
_Goethe: Cahillerle tartışırken akıllı kişi, gömülür boğazına kadar cehaletin içine. İzin vermeyin hiçbir zaman götürülmenize, haklı olmayan biçimde. _İlkeleri, kanıtları ve nesnel gerçekleri inkar edenlerle tartışamayız. _Nasıl ki müsabakalara birbirinin dengi olanlar kabul ediliyorsa, tartışmalarda da böyle olmalı. _Bir bilge, cahillerle
Memleket Bilgisi
En ilerlemiş mesleklerimizde bile tercümecilik büyük bir marifet halini almıştır. Hatta muhtelif zümreler içinde iyi tercüme yapabilen ve bunları fazla miktarda bastırıp satabilenler de meslekte ve hatta memlekette büyük insanlardan olur. Bu yol yanlış bir yol değildir. Şüphesiz cehilden ilme ve yokluktan varlığa giderken bizim de bu herkesin
X Arabasına bindiğimiz zaman Prens: -Bakın aklıma ne geldi, dedi, bir yere gidip bir şeyler yesek. Ne dersiniz? -Bilmem ki Prens. Geceleri yemek yeme alışkanlığım yoktur. Sabit, kurnaz bakışını gözlerime dikerek: - Hem yer, hem konuşuruz, diye ekledi. "Anlaşıldı, açık konuşmak istiyor!" diye düşündüm. Benim de istediğim buydu zaten.
Her şeyi kabul etmeye hazır olan insanların yoludur bu. Nedense çoğunluk kendini korumak adına, kendiyle dış dünya arasına yüzlerce kapı, oda ve bölme inşa etmiştir. Ne kadar egolu ve bencil gözükseler de, aslında kendi kendilerini sistemin dışına atmış durumdalar. O kadar az insana açıklardır ki, bu haliyle! ozisyon dünyana ndine ve nde onu üşünce durum şanslarını, fırsatlarla buluşma ihtimallerini düşürür. Bu şekilde az insandan ve az mekândan çok şey beklerler, onlara daha çok bağımlı olurlar. Sorsan kimsenin vakti yok. Gerçek ten mi? Yoksa yaptığın şeyleri bu kadar abartan sen olmayasın? Yaptıkların dışındaki her şeyi bu kadar küçük görmek egoyla alakalı olmasın? Fayda göremediğin her şeyden bu kadar hızlı kaçmak niye? İnsan neden sadece çıkarı olduklarına karşı bu kadar açık? Cevap belli: güven. Evet, güven önemli. Biliyorum çok fazla deneyimle güvenmemeyi öğreniyoruz. Ama üstesinden gelmeli, daha açık ilişkiler yaşamalıyız. Kapıları kapatmadan; yüreğimizi, kalbimizi açıp iletişim kurmalıyız. Sevincin, neşenin nereden geldiği belli olmaz. Bazen yeni tanıdığımız birinin mimiklerinde, bir kelamında gizlidir. Hep aynı insanlarla neşeli olamayız. Onların yanında, sık sık değişen konulara ihtiyaç duyarız. Bize zarar verecek insanlar olacaktır. İçgörü kazanmak, sezgilerimizi güçlendirmek önemlidir. Güzel bir söz vardır; sevinç karanlıkta yeşermez, gün ışığında ve başkasının tesadüf etmesinde yeşerir. Açık bir yürekle, açık bir ilişkiyle, samimiyetle, güvenle tanışın, dinleyin, izin verin, gözlemleyin. Neyin nereye saklandığını bilemeyiz.
Reklam
Anlatıbilim Açısından Budist Sinema: Yeni Bir Türe Doğru mu?
Budizm’in sürekli olarak, bir din değil bir felsefe olduğu ileri sürülür. Bireysel düzlemde böyle olabilir, ancak kurumsallaşmış bir ideoloji olması dolayısıyla dinsel niteliği bulunuyor. Budizm, yaşamı acı ile tarifler. Bir tanrı inancı olmayan Budist ideolojiye göre, Buda, insanın içindedir. Bu özellik doğuştan gelir. İçimizdeki Buda kimileri
3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum. Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.