Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her şeyi kabul etmeye hazır olan insanların yoludur bu. Nedense çoğunluk kendini korumak adına, kendiyle dış dünya arasına yüzlerce kapı, oda ve bölme inşa etmiştir. Ne kadar egolu ve bencil gözükseler de, aslında kendi kendilerini sistemin dışına atmış durumdalar. O kadar az insana açıklardır ki, bu haliyle! ozisyon dünyana ndine ve nde onu üşünce durum şanslarını, fırsatlarla buluşma ihtimallerini düşürür. Bu şekilde az insandan ve az mekândan çok şey beklerler, onlara daha çok bağımlı olurlar. Sorsan kimsenin vakti yok. Gerçek ten mi? Yoksa yaptığın şeyleri bu kadar abartan sen olmayasın? Yaptıkların dışındaki her şeyi bu kadar küçük görmek egoyla alakalı olmasın? Fayda göremediğin her şeyden bu kadar hızlı kaçmak niye? İnsan neden sadece çıkarı olduklarına karşı bu kadar açık? Cevap belli: güven. Evet, güven önemli. Biliyorum çok fazla deneyimle güvenmemeyi öğreniyoruz. Ama üstesinden gelmeli, daha açık ilişkiler yaşamalıyız. Kapıları kapatmadan; yüreğimizi, kalbimizi açıp iletişim kurmalıyız. Sevincin, neşenin nereden geldiği belli olmaz. Bazen yeni tanıdığımız birinin mimiklerinde, bir kelamında gizlidir. Hep aynı insanlarla neşeli olamayız. Onların yanında, sık sık değişen konulara ihtiyaç duyarız. Bize zarar verecek insanlar olacaktır. İçgörü kazanmak, sezgilerimizi güçlendirmek önemlidir. Güzel bir söz vardır; sevinç karanlıkta yeşermez, gün ışığında ve başkasının tesadüf etmesinde yeşerir. Açık bir yürekle, açık bir ilişkiyle, samimiyetle, güvenle tanışın, dinleyin, izin verin, gözlemleyin. Neyin nereye saklandığını bilemeyiz.
Anlatıbilim Açısından Budist Sinema: Yeni Bir Türe Doğru mu?
Budizm’in sürekli olarak, bir din değil bir felsefe olduğu ileri sürülür. Bireysel düzlemde böyle olabilir, ancak kurumsallaşmış bir ideoloji olması dolayısıyla dinsel niteliği bulunuyor. Budizm, yaşamı acı ile tarifler. Bir tanrı inancı olmayan Budist ideolojiye göre, Buda, insanın içindedir. Bu özellik doğuştan gelir. İçimizdeki Buda kimileri
Reklam
3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum. Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
Bay Bergeret çalışma odasında, öğrencisi Bay Goubin'le konuşuyordu: - Bir arkadaşımın kitaplığında, nadir bulunan bir kitaba rastladım. Belki de eşi yok. Brunet bu kitaptan hiç bahsetmiyor. Küçümsüyor mu, yoksa eline geçmedi mi, bilmiyorum. Formaları 24'er sayfa. Adı, "Antik Modellere Göre Karakter ve Portreler". 1538'de
(..) demokrat, sivil, özgürlükçü Batı aynı zamanda nasıl bu kadar ırkçı olabiliyor? Yani Batı neden neredeyse genetik olarak ırkçı? Bu sorunun cevabı sadece marjinal bazı gruplara hasredilemez. Cevap, Batılı devlet ve toplum sisteminin oturduğu, merhameti, şefkati, muhabbeti yok eden, insanı robot haline getiren, ruhsuz ve tanrısız felsefesinde yatar. İnsanı "ben”e indirgeyen bu bakış elbette bencil olacaktır. Bencil olan için ise sadece kendi çıkarı ve varlığı önemlidir. Diğeri, öteki aleyhine, onu yok etmek pahasına her şeyi meşru gösteren bu felsefedir. Mevlâ’yı hakkıyla bilmedikçe bu seküler bakış sadece düşmanlık ve yıkım oluşturur. Bu temel felsefe sadece kapitalist değil, sosyalist Batı için de geçerlidir. O yüzden liberal olanı da, sosyal demokrat olanı da, liberter olanı da, muhafazakâr olanı da ırkçılığa meyyaldir.
Sayfa 35 - Mostar Yayınları
Batı ve Irkçılık
Peki demokrat, sivil, özgürlükçü Batı aynı zamanda nasıl bu kadar ırkçı olabiliyor? Yani Batı neden neredeyse genetik olarak ırkçı? Bu sorunun cevabı sadece marjinal bazı gruplara hasredilemez. Cevap, Batılı devlet ve toplum sisteminin oturduğu, merhameti, şefkati, muhabbeti yok eden, insanı robot haline getiren, ruhsuz ve tanrısız felsefesinde yatar. İnsanı "ben"e indirgeyen bu bakış elbette bencil olacaktır. Bencil olan için ise sadece kendi çıkarı ve varlığı önemlidir. Diğeri, öteki aleyhine, onu yok etmek pahasına her şeyi meşru gös- teren bu felsefedir. Mevlâ'yı hakkıyla bilmedikçe bu seküler bakış sadece düşmanlık ve yıkım oluşturur. Bu temel felsefe sadece kapitalist değil, sosyalist Batı için de geçerlidir. O yüzden liberal olanı da, sosyal demokrat olanı da, liberter olanı da, muhafazakâr olanı da ırkçılığa meyyaldir.
Reklam
KOMÜNİSTLER Bunca yazılara, açıklamalara, anlatmalara rağmen Türk milleti hâlâ komünistle sosyalistin farkını öğrenemedi. Sosyalistlere komünist damgası vurulduğu gibi kıpkızıl Moskof ajanlarının da sosyalist sayıldığı veya sanıldığı oluyor. Sosyalizm, milletin iktisadî hayatını düzenlerken onun bütün fertlerinin mümkün olduğu kadar refahtan
TARİHİN BARIŞMAZ DÜŞMANLARI Komünizm, artık bütün dünya ve bilhassa bizim için iktisâdi bir fikir veya toplumsal bir düzen olmaktan çıkmıştır. Komünizm bugün, yalnız Moskofçuluk demektir. (O tarihlerde (1950) henüz Maoculuk vs. yoktu) Fransız ve İtalyan komünist partileri şeflerinden Pilipin komünist liderine kadar hepsinin, kendi vatanları
KİMLER YALANCI OLABİLİR?
Kimlerin yalancı olabileceğini maddeler halinde görelim. 1. İnsanın gözünün içine bakarak rahatça konuşanlar. 2. Yüzü kızarmayan, utanma duygusu olmayanlar. 3. Sorulara doğrudan cevap vermeyenler, sözü merkezden uzaklaştıranlar. 4. Çok konuşanlar. 5. Çıkarı olanlar. 6. Gerçeği söylediğine dair yemin edenler. (Gerçeği söyleyen birisi
Sayfa 160
45 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.