Güneş battı, hava kararmaya başladı, ama Cevdet Bey'de her gün bu saatlerde uyanan hüzün ve iç sıkıntısı uyanmadı. Her gün bu vakitte, dükkânı kapattıktan sonra Sirkeci'den Eminönü'ne yürür, içini yakan sıkıntıyı nasıl söndüreceğini bilemeden başını günlük hayatın dar duvarlanna vururdu.