İnsanlık tarihinde çevirmenler uygarlığın gelişiminde her zaman önemli bir rol oynadılar. Yunan klasiklerinin, Yunan ilminin çeviri yoluyla Avrupa’ya aktarıldığı gerçeğini biliyoruz. Türkiye Cumhuriyetimizin kuruluş aşamasında da çağdaşlaşma hamlesinin önemli adımlarından biri, MEB’in öncülüğünde başlatılan dünya klasiklerinin Türkçemize
“Çeviri yaparken, çevrilen metnin dili dışında türünün, işlevinin, seslendirdiği alıcı kitlenin, o alıcı kitlenin kültürünün, o kültürdeki metinleştirme geleneklerinin dikkate alınması gerekir...”
"Üç ayrı çevirmen aynı metni üç ayrı tarzda aktarabilir ve bazen üçüde aynı derecede geçerli olabilir, yeter ki yorumlarının gerisinde metinsel kanıtlar bulunsun."
"Çevirmen siyasal görüşleri, eğilimleri inançları, değerleri, tercihleri, ahlak anlayışı olan bir insandır. Çeviri yaparken bunlardan tamamıyla soyutlanması beklenemez."