Denizkabuğu ve gözlük
“Bilinen ama söylenemeyenlerin ağırlığı çökmüştü havaya.”
Sayfa 193 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Uzak, uzakta, duyumsuyorum ilk dalganın Bana doğru sürükleyişini acının yükünü, karşı konulmaz bir gelgit gibi. Ve ben, bu beyaz sahilde bir denizkabuğu gibi yankılanan ben Yüz yüzeyim korkunç öğeyi yutan seslerle."
Sayfa 22 - Artshop Yayıncılık - "Yüz yüzeyim korkunç öğeyi yutan seslerle"
Reklam
Gözkapaklarımı ağırlaştırıyor bekleyiş. Uyku gibi, büyük. Bir deniz gibi uzanıyor. Uzak, uzakta. duyumsuyorum ilk dalganın Bana doğru sürükleyişini acının yükünü, karşı konulmaz bir gelgit gibi. Ve ben, bu beyaz sahilde bir denizkabuğu gibi yankılanan ben Yüz yüzeyim korkunç öğeyi tümüyle yutan seslerle.
Denizkabuğu oyunu kadar hoş bir oyundu bu oylama işi. Jack karşı koymaya başladı. Birinin şef seçilmesi konusunda genel istek, Ralph’ın şef seçilmesi isteğine dönüştü oybirliğiyle. Aslında çocuklardan hiçbiri, bu isteğin yerinde olduğunu kanıtlayacak bir neden gösteremezdi; çünkü akıl belirtileri gösteren tek kişi Domuzcuk’tu; şef olarak ilk düşünülmesi gereken de Jack’tı. Ne var ki, tüm gözler, hiç kıpırdamadan oturan Ralph’a çevrilmişti: Ralph iriydi, Ralph güzeldi. Ama farkına varmadıkları halde, onu seçmek istemelerinin gerçek nedeni denizkabuğuydu. Bu büyük şeytanminaresini seslendiren, çabucak kırılabilecek bu güzel şeyi kucağında tutup onları kayalıkta bekleyen çocuğun bir ayrıcalığı vardı.
Isaac Newton
“Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum; ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıltaşı ya da güzel bir denizkabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum.”
Sayfa 119 - Bilim ve Gelecek Kitaplığı, 5. BaskıKitabı okudu
"Denizkabuğu bende değil mi, Ralph?" "Ne oluyor?" "Denizkabuğu. Benim konuşmaya hakkım var."
Reklam
140 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.