Acının durgunluğu sürerken hep gitmeye çalışmak, hep gitmek ve tekrar dönmek; etrafında kıyamet koparken yere çömüp kıvranmaktan, kurtulmayı beklemekten başka neye benzer ki?
Kendi ülkesine karşı beslediği kinin altında sanki öfkeden çok korku ve acı yatıyor. Tekrar aynı kaseti başa sarmamak için otel odalarında ve yollarda hayat aramak, acının
"Kendimden çıkıp gitmeyi nasıl da isterdim."
"Çevreyi tanımlamak değil, duygularla yaşamak gerekir."
"İnsan çoğu kez her şeyin son bulduğu duygusuna kapılıyor, oysa yaşamın sonsuzluğunu algılayabilmek için bile yeterli değil, bir insan ömrü."