Benim meczubum bilmez bilge kişinin yaşamak zorunda olduğu kasvetli dramı. Benim meczubum çekerken şarabı neşe içinde şakalar yapıp fıkralar anlatır ve hayatın getirdiği zulme dayanmak üzere binbir badireyle sınanan gücü kuvveti yerinde onca insandan da haberi yoktur. Çoğu kez “seni seviyorum” ifadesini de hayatının bu döneminde yeniden keşfeder. Aklı erse edilecek laf mı bu ?
Bendeki erken yükselişin ve daha hayatın yeni öğrenilmesi gereken yaşta bu noktaya varmış olmamın nedenini bilmiyorum. Belki de ben dünyadan daha hızlı döndüm.
Hürriyet liderlere itaat etmekti, fazilet şiddetti ve erkeklik üstündü. Günlük yaşamdaki bu tür gerçeklerin kabulüne, yakındoğruların yüceltilmiş duygusal deneyimlerine karşı, sözlerin ne faydası olabilirdi?