Geçmişte kalmamak için,
Yazmalısınız tüm şiirlerinizi.
Bu yüzyılda, her yer stronsiyuma doydu,
Terörizm meydan okuyor,
Sesötesi hızla uçuluyor,
Ölüm dehşetengiz derecede ani geliyor.
Kullandığınız sözcüklerinizin her biri
İdamdan önceki son mektup gibi,
Cezaevi duvarlarını delen bir çığlık olmalı.
Yalan söylemeye hakkınız yok
Hakkınız yok şirin önemsiz oyunlar oynamaya.
Zamanınız yok budalaca
Hatalarınızı düzeltmeye.
Yazdığınız şiirlerin her biri,
Kısa ve özlü, acımasızca,
Ve soylu olmalı - geçmişte kalmamak için...
Yazı yazmak için okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha karşı kumsalda dans eder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaşınca, bu kişinin sahile vuran denizyıldızlarını, okyanusa atan genç bir adam olduğunu fark eder. Yanına gidip genç adama sorar:
"Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?"
"Birazdan güneş yükselip sular çekilecek. Onları suya atmazsam ölecekler."
"Kilometrelerce sahil, binlerce denizyıldızı var. Ne fark eder ki?"
Genç adam eğilir, yerden bir denizyıldızı daha alır, okyanusa fırlatır. "Onun için fark etti..." der.