En ilginç hatıra arama için ayakkabı çıkarmaktı
Film şeridi gibi gözümden geçti cezaevi eğitim günleri.Girişte sıkı bir üst aramasından geçerdim.Ben böyle bir üst arama görmedim.Bayan gardiyan beni kapısı kapalı hususi bir odaya alıp kıyafetlerimi ve vücudumu eller, ayakkabılarımı çıkarttırırdı aramada.Cep telefonu bulunursa savcı soruşturma açar, dikkat et derlerdi.
Ahmet Kerse, 31 Ocak 1983, Gaziantep Cezaevi'nde idam edildi. Ali Bülent Orkan, 13 Ağustos 1982 de Ankara Merkez Kapah Cezaevi'nde şehit edildi. Cengiz Baktemur, 2 Mayıs 1982 de Elazığ Kapalı Cezaevi'nde idam edildi. Cevdet Karakuş, 4 Haziran 1981 de Elazığ Kapalı Cezaevi'nde idam edildi. Fikri Arıkan, 27 Mart 1982 de Mamak Askeri Cezaevi'nde asılarak şehit edildi. Halil Esendağ, 5 Haziran 83 de İzmir Buca Cezaevi'nde şehit edildi. İsmet Şahin, Paşakapı Cezaevi'nde Mustafa Pehlivanoğlu, 7 Ekim 1980'de Selçuk Duracık, 5 Haziran 1983'te idam edildi. Ruhi Kılıçkıran, Yusuf İmamoğlu, Ertuğrul Dursun Önkuzu, Necdet Koçak... hangisini tanıyorsunuz? 538 ülkücü şehit ve en son da
Fırat Yılmaz Çakıroğlu
Fırat Yılmaz Çakıroğlu
ile birlikte 539 . Belki çoğu da arada kaynadı bir mezarı bile yok ya da kayda geçmedi. Rahmet Safa'nın da dediği gibi 'Fırtınalı Yıllar'. Allah bir daha o günleri yaşatmasın. Kardeşi kardeşe kırdırmasın.
Radikalizmin Mistik Önderi

Radikalizmin Mistik Önderi

@radikalaycan
·
04 Nisan 2022 11:20
Nurhak'ta vurulan Sinan'ı,12 Eylül Cuntası'na direnirken Metris'te hayatını feda eden Haydar Başbağ'ı, Diyarbakır Cezaevi'ndeki Kemal Pir'i bunlar gibi onlarca ismin kaçını, ne kadarını bilir dünya aydınları? Bizim sağcımız da solcumuz da tanınmıyor dünyada.
Reklam
Bergen
"Sözüm siyaset, kültür, sanat, medya, akademi dünyasınadır; korkunun ecele faydasının olmadığını, görmüyor musunuz? Bazen Meclis grup toplantılarından sonra odama döndüğümde annemden gelen cevapsız aramayı görür ve kendi kendime, yine sert konuştum galiba diye düşünerek annemi geri arardım. Üniversite yıllarımdan beri bıkmadan usanmadan
Herkese selam ,sana hasret..
Nazım Hikmet’in Bursa Cezaevi’nde tutsaklık günleri. Koğuş arkadaşlarını okumaya yazmaya yönlendiren Nazım, aynı zamanda cezaevi yönetimine de yardım etmektedir. Cezaevi denetimine adalet bakanlığından bir müfettiş gelir. Birkaç gün denetim yaptıktan sonra müdüre: - Nazım da buradaymış, çağır da görelim nasıl biridir? der. Nazım’ı odaya getirirler. Müdür koltuğuna iyice kurulan müfettiş Nazım’ı tepeden tırnağa süzer ve: -Demek Nazım sizsiniz, der. Nazım’a oturması için yer göstermez. Kısa bir konuşma sonrası, “gidebilirsiniz” der. Nazım tam kapıdan çıkarken durur ve müfettişe: -Ömer Hayyam adını duydunuz mu? diye sorar. Müfettiş hemen atılır: -Kim duymaz Hayyam’ı. Nazım: -Hayyam zamanında İran hükümdarı kimdi? diye sorar. Müfettiş şaşırır. Nazım konuşmasını sürdürür : “ Görüyorsunuz sanatçıyı anımsadınız ama hükümdarı anımsamadınız. Yıllar sonra beni dünya anımsayacak ama dönemin adalet bakanını ve sizi kimse anımsamayacak” der çıkar. Müfettiş yaptığı yanlışı anlar, Nazım’ı geri çağırır ama Nazım koğuşunun yolunu tutmuştur. Seni anımsamamak ne mümkün ! Bu memleket senin, memleket sensin. İyi ki doğdun Nazım ! herkese selam sana hasret nazım olmak ayrı bir hikmet.
Devletin kabul edeceği tarzda hapishane mektubu :
"Aziz ve değerli büyüğüm İnci, En kutsal görevim büyüklerimi saymak ve küçüklerimi sevmek olduğundan saygıda kusur etmeyerek işbu mektubu yine saygıdeğer bir büyüğümün yardımlarıyla yazmaktayım. Cezanı tamamlayarak çıkmış olman biz geride kalanların en büyük bir tesellisidir. Devletimizin bizleri de buradan kurtaracağı günleri beklerken
Nazım Hikmet’in Bursa Cezaevi’nde tutsaklık günleri. Koğuş arkadaşlarını okumaya yazmaya yönlendiren Nazım, aynı zamanda cezaevi yönetimine de yardım etmektedir. Cezaevi denetimine Adalet Bakanlığı’ndan bir müfettiş gelir. Birkaç gün denetim yaptıktan sonra müdüre: - Nazım da buradaymış, çağır da görelim nasıl biridir? der. Nazım’ı odaya getirirler. Müdür koltuğuna iyice kurulan müfettiş Nazım’ı tepeden tırnağa süzer ve: -Demek Nazım sizsiniz, der. Nazım’a oturması için yer göstermez. Kısa bir konuşma sonrası, “gidebilirsiniz” der. Nazım tam kapıdan çıkarken durur ve müfettişe: -Ömer Hayyam adını duydunuz mu? diye sorar. Müfettiş hemen atılır: -Kim duymaz Hayyam’ı. Nazım: -Hayyam zamanında İran hükümdarı kimdi? diye sorar. Müfettiş şaşırır. Nazım konuşmasını sürdürür : “ Görüyorsunuz sanatçıyı anımsadınız ama hükümdarı anımsamadınız. Yıllar sonra beni dünya anımsayacak ama dönemin Adalet Bakanı’nı ve sizi kimse anımsamayacak” der çıkar. Müfettiş yaptığı yanlışı anlar, Nazım’ı geri çağırır ama Nazım koğuşunun yolunu tutmuştur. Seni anımsamamak ne mümkün !
Reklam
Nazım Hikmet'in bursa cezaevi'nde tutsaklık günleri ;
Koğuş arkadaşlarını okumaya yazmaya yönlendiren nazım, aynı zamanda cezaevi yönetimine de yardım etmektedir. cezaevi denetimine adalet bakanlığı'ndan bir müfettiş gelir. bir kaç gün denetim yaptıktan sonra müdüre: - nazım da buradaymış, çağır da görelim nasıl biridir? der. nazım'i odaya getirirler. müdür koltuğuna iyice kurulan müfettiş nazım'ı
Sedire televizyonun karşında oturuyordu. Kulakları dışarda ki seslerdeydi. Kaç dakika sonra oturduğu yeri bulacaklardı... Kardeşleriyle güle oynaya geçen çocukluk günleri , evliliği valilikte başına gelenler aylarca kaldığı cezaevi günleri kocasıyla olan anlaşmazlıklar kocasının vurularak öldürülmesi köylülerle yapılan toplantılar okuyarak sohbetlerle geçen geceler değişik evlerden sonra ailesinin en alt katına yerleşmesi ... Her şey tek tek gözlerinin önünden geçiyordu. Biraz sonra kapısı çalınacak... Sert adımlar çığlık ağlama sesleri kapının önünde durdu. Tekmeleyen kapı ardına kadar açıldı. Ellerinde stenlerle polisler doldurdu içeriyi. Olaylara yabancılaştı. Her şeyin dışında alıp götürülecek ama kendisi değilmiş gibi yaşıyordu olayları... Mehtap ceyran
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet'in Bursa Cezaevi'nde tutsaklık günleri. Cezaevi denetimine Adalet Bakanlığı'ndan bir müfettiş gelir. Bir kaç gün denetim yaptıktan sonra müdüre: - Nazım da buradaymış, çağır da görelim nasıl biridir? der. Nazım'i odaya getirirler. Müdür koltuğuna iyice kurulan müfettiş Nazım'ı tepeden tırnağa süzer ve: -Demek Nazım sizsiniz, der. Nazım'a oturması için yer göstermez. Kısa bir konuşma sonrası, gidebilirsiniz, der. Nazım tam kapıdan çıkarken durur ve müfettişe: -Ömer Hayyam adını duydunuz mu? diye sorar. Müfettiş hemen atılır: -Kim duymaz Hayyam'i. Nazım: -Hayyam zamanında İran hükümdarı kimdi? diye sorar. Müfettiş şaşırır. Nazım konuşmasını sürdürür, görüyorsunuz sanatcıyı anımsadınız ama hükümdarı anımsamadınız. Yıllar sonra beni dünya anımsayacak ama dönemin Adalet Bakanı'nı ve sizi kimse anımsamayacak, der çıkar. Müfettiş yaptığı yanlışı anlar, Nazım'ı geri çağırır ama Nazım koğuşunun yolunu tutmuştur. Sahi, o dönemin Adalet Bakanı kimdi?
7 kasım ilhan / kitap günü
7 kasım 1980 yılında, ankara mamak cezaevi'nde dövülerek öldürülen ilhan erdost'un ağabeyi muzaffer ilhan erdost, her sene 7 kasım'da ilhan ilhan kitabevi'nde, kardeşinin anısı için, 'sol ve onur' yayıncılıktan çıkan tüm kitapları %50 indirim ile okuyucularla buluşturuyor.. bu sene, pandemi tedbirleri kapsamında, büyük bir yoğunluk yaşanmaması için, 7 kasım'dan 14 kasım'a kadar sürecek bu indirim günleri.. ilgilenenlere duyurulur
Reklam
Nazım Hikmet'in Bursa Cezaevi'nde tutsaklık günleri. Koğuş arkadaşlarını okumaya yazmaya yönlendiren Nazım, aynı zamanda cezaevi yönetimine de yardım etmektedir. Cezaevi denetimine Adalet Bakanlığı'ndan bir müfettiş gelir. Bir kaç gün denetim yaptıktan sonra müdüre: – Nazım da buradaymış, çağır da görelim nasıl biridir? der. Nazım'i odaya getirirler. Müdür koltuğuna iyice kurulan müfettiş Nazım'ı tepeden tırnağa süzer ve: -Demek Nazım sizsiniz, der. Nazım'a oturması için yer göstermez. Kısa bir konuşma sonrası, gidebilirsiniz, der. Nazım tam kapıdan çıkarken durur ve müfettişe: -Ömer Hayyam adını duydunuz mu? diye sorar. Müfettiş hemen atılır: -Kim duymaz Hayyam'i. Nazım: -Hayyam zamanında İran hükümdarı kimdi? diye sorar. Müfettiş şaşırır. Nazım konuşmasını sürdürür, görüyorsunuz sanatcıyı anımsadınız ama hükümdarı anımsamadınız. Yıllar sonra beni dünya anımsayacak ama dönemin Adalet Bakanı'nı ve sizi kimse anımsamayacak, der çıkar. Müfettiş yaptığı yanlışı anlar, Nazım'ı geri çağırır ama Nazım koğuşunun yolunu tutmuştur. Sahi, o dönemin Adalet Bakanı kimdi?
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.