Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Durun siz, babanız eve gelsin de..."
Her şeyden önce cezalandırma işiyle babanın görevlendirilmesi, kadınların çocukları eğitebilecek yetenekten yoksun, güçlü bir elin yardımına gereksinen, gerçekten zayıf yaratıklar olduğuna annenin inandığını kanıtlar. Çocuklara "Durun siz, babanız eve gelsin de..." diyen bir anne, erkeklerin yaşamında en yüce otorite ve en güçlü kişiler sayıldıkları düşüncesini kafalarına yerleştirecek çocuklar eğitiyor demektir
Ama dayak olmadan da olmuyor bazen
Cezalandırma, özellikle bedensel cezalandırma çocukları her zaman olumsuz yönde etkiler. Çocuklara tatlı dil ve güler yüzle verilmeyen hiçbir ders başarı sağlayamayacaktır.
Reklam
"Aptal puma sendromu" diye bir sendrom vardır. Pumalar avlarını kovalarken, yakalama ihtimalleri olmasına rağmen birden durur. Puma neden durdu diye merak edersiniz. Aslında puma ince bir enerji hesabı yapmıştır. O avı yakalamak için harcayacağı enerjinin, o avı yediğinde alacağı enerjiden az olacağını hesaplamıştır. Onun için koşmayı bırakır. Tüm canlıların amacı enerjilerini en iyi şekilde kullanmaktır.
Sayfa 96 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
Bu kitabın amacı: modern ruhun ve yeni yargılama erkinin birbirleriyle bağlantılı tarihini; cezalandırma erkinin desteklerini bulduğu, meşruluk noktalarını ve kurallarını sağladığı, etkilerini yaydığı ve onun aşırı özgüllüğünü maskeleyen, bugünkü bilimsel-hukuki bütünün soy ağacını çıkartmak.
Sayfa 59 - İmgeKitabı okudu
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
romanı,
Victor Hugo
Victor Hugo
'nun 1829'da yayımladığı, Dünya Klasiklerinden olan "
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)
" ve "
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın Kamburu
'nun Yazarı, romantizm akımını temsilcisi Fransız Yazar, Victor Hugo'nun en kült eserlerinden biridir. Victor Hugo'nun, Bir İdam Mahkûmunun Son Günü, sarsıcı ve sıradışı bir kitap. Hugo'nun yazım stil
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son GünüVictor Hugo · İlgi Kültür Sanat Yayınları · 2017119,8bin okunma
Gulaglarda Yaşam
30'lu yıllarda...hapishaneleri tıka basa dolduran profesörlerin, parti çalışanlarının, askerlerin, mühendislerin, köylülerin ve işçilerin elinde dürüstlükleri ve saflıkları dışında hiçbir şeyleri yoktu. Bu özel­likler ise o zamanki "adalet" sisteminde cezalandırma eylemini güç­leştirmekten ziyade kolaylaştırıyordu. İnsanları birleştirici bir fikrin eksikliği mahkumların direncini fazlasıyla zayıflatıyordu. Ölürlerken bile neden ölmek zorunda olduklarını anlayamıyorlardı. Haysiyetleri­nin ve öfkelerinin bir dayanak noktası yoktu. Her şeyden bağları koparılmış vaziyette, beyaz Kolıma çölünde açlıktan, soğuktan, ağır çalışma şartlarından, dayaktan ve hastalıktan öldüler. Orada ilk iş ola­rak kendilerine birbirlerini savunmamaları, birbirlerine arka çıkma­maları öğretilmişti. Yetkililerin de tam amacı buydu. Böylece sağ kalanların ruhları tamamen çürüdü, vücutları ise fiziksel çalışmanın gerektirdiği niteliklere asla sahip olamadı.
Reklam
TERBİYE BABA'NIN EĞİTİMİDİR
Mesih'e iman ettiğiniz andan itibaren, Tanrı'dan gelen terbiyeyi kabul etmeye hazır olmalısınız. O'nun çocuğu değilseniz, Tanrı sizi serbest bırakacaktır. Terbiye edilmemiş bir hayat yaşamınıza ve kendi yolunuza yürümenize izin verecektir. Fakat Rab İsa'yı kurtarıcınız olarak kabul ettiyseniz, Tanrı'dan doğarsınız ve
Sayfa 285 - Akarsu YayınlarıKitabı okudu
Gözü altın hırsıyla dönmüş olan Kolomb, keşfettiği adalarda yaşayan yerlilerin altın olarak vergi vermeleri zorunluluğunu getirdi. 1495 yılında, yerlilerin rahat durmadıklarını öne sürerek bir "cezalandırma" harekâtı düzenledi. Asıl amacı yerlileri köleleştirmekti.
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
Şamil, bölgeye ilk temsilcisini 1843 yılında göndermişti. 1850 yılında daha güçlü bir ismi, Naip Muhammed Emin'i görevlen­dirdi. Bu kurnaz adam, aşiretleri birbirine düşürdü. Korkunç bir şiddetle hükmeden Muhammed Emin, bir yandan düzeni sağla­ma kisvesi altında katliamlara girişiyor, diğer yandan aldığı rüş­vetlerle cebini dolduruyordu. En
Reklam
528 syf.
5/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Eğer King'in yazar danışmanı olsaydım ona polisiye türünden uzak durmasını söylerdim. Onca okuduğum kitapları arasında hep bu türde yazmaya çalıştığı beni hayal kırıklığına uğratıyor. (Bir önceki hayal kırıklığı Yabancı kitabıydı. Merak edenler önceki postlara inerek inceleyebilir.) ~ Böyle bir giriş yaptıktan sonra bu söylemimi
Billy Summers
Billy SummersStephen King · Altın Kitaplar · 2022549 okunma
Bir okulun amacı her çocuğu kazanmaktır.
Karne hediyesi neden sakıncalıdır?
Karne hediyesi çocuğa "okulda başarılı olmak kendi içinde değersizdir" mesajı verir. Öğrenme amaç olmaktan çıkar, araca dönüşür. Asıl amaç, hediyeye ulaşmak olur. Öğrenme değersizleşir. Çocuk, sadece öğrenmek için öğrenmelidir. Karne hediyesi bu amacı değiştirir. Gerçek öğrenme ikinci plana atılır. Örneğin, çocuk öğrenmesi zor olan işleri, başarısız olma korkusundan dolayı seçmez. Kolay İşleri seçer. Başarıyı, gelişmeye tercih eder.
306 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.