İnsanların çoğu, kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor, sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye lâyık görmediği için, düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için, konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için, duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için, yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için, unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için...
...ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için...
Acılı olaylar, anılaşınca daha derin iz bırakmakla kalmıyor, tatlılaşıyor. Kışlık için yatıya vurulan ekşi narlar zamanla nasıl tatlılaşıyor ise acı anılar da öyle. Zaman sırlı bir imkân...
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervâne olan kendini gizler mi alevden;
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu...
Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan
Yalnız o yeşil gözlerinin nûru görünse...
...
Gözler ki birer parçasıdır sende İlâh'ın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silâhın,
Vur şânlı silâhınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
...