Ölümün tahammül edemediği bir şey varsa yüzüne gülünmesidir.
Zorunda mıyız! :) +1
Bir keresinde adamın birinden Shakespeare sevmediğimi yazmaya hakkım olmadığını anlatan uzun ve öfke dolu bir mektup almıştım. Gençler bana kanıp Shakespeare okuma zahmetine bile girmeyeceklerdi. Böyle bir konum almaya hakkım yoktu. Sayfalarca bunu söyleyip durmuştu. Cevaplamadım. Ama burda cevaplayacağım. Siktir git lan. Hem ben Tolstoy’u da sevmem.
Reklam
10/10
İlginç insanların sayısı neden bu kadar az? Milyonlarca insanın içinde neden sadece birkaç kişi? Bu kasvet verici ve cansız türle yaşamaktan başka çare yok mu? Tek bildikleri Şiddet sanki. Uzmanlık alanları. Şiddet söz konusu olduğunda çiçek gibi açıyorlar. Olasılıklarımızı kokutan bok çiçekleri gibi.
Günaydın:))
İnsan ırkı her şeyi abartır; kahramanlarını, düşmanlarını, kendi önemini. Götler. İşte, kendimi daha iyi hissediyorum. Allahın cezası insan ırkı! Oh be, çok iyi geldi.
Ölüm topuklarımı kemiriyor, burdayım diyor. Yaşlı osuruğun tekiyim, hepsi bu. İçkiyle de öldüremem artık kendimi. Yaklaştım, ama olmadı. Şimdi artan malzeme ile yaşamaya müstahakım.
Bizde de ölenin ayakkabıları kapının önüne konur :(
Kanımca en tuhaf olan, ölmüş birinin ayakkabılarına bakmaktır. Daha hüzün verici bir şey tasavvur edemiyorum. Kişilikleri ayakkabılarında kalmıştır sanki. Giysilerde, hayır. Ayakkabılar. Ya da şapka. Ya da eldiven. Yeni ölmüş birinin yatağına ayakkabılarını, şapkasını ve eldivenlerini koyup bir süre bakın, delirirsiniz.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.