Charles Chaplin, Max Linder'in ustası olduğunu söylese de, bu iki güldürü oyuncusunun sanat anlayışları farklıdır. Chaplin ele aldığı kişilerin ruh dünyalarını inceler ve yeryüzündeki haksızlıkları vurgulayarak, burjuva düzenine karşı çıkar, anlatımı kahkahayla hüznü birleştirir ve çoğu kez karamsar bir sonla noktalanır. Max Linder ise burjuva düzeninin gülünç yanlarını saptamakla yetinir. Linder'den geriye kalan tek hüzün, yaşamını kendi elleriyle noktalamış olmasıdır.
Ama ben disiplinli bir in­sandım ve işimi ciddiye alırdım: Bir gecelik aşkı romanından bir sayfanın kaybı olarak gören Balzac gibi ben de bunun stüdyodaki verimli bir günü olumsuz etkileyeceğine inanıyordum
Reklam
Chaplin ve İsa
İsa rolünü ben oynamalıyım. ona benziyorum. yahudiyim. Komedyenim. ve tanrıtanımazım aynı zamanda... Böylece rolüme nesnel olarak bakabilirim!
fikrin cezai ehliyeti olmaz FİKİR, sanat, edebiyat ve psikoloji dergisi
Bir gün Charles Chaplin, flim setinde çalışmaktadır. Soyunma odasında otururken içeri çalışanlardan biri girer ve chaplin'e annesinin öldüğünü söyler. Bunun üzerine Chaplin çok kötü olur ve o anda soyunma odasının büyük aynasına dönerek yüz ifadesine bakar. O anki hissettiklerinin yüzüne, gözlerine nasıl yansıdığını aramaktadır. İşte bu onun söz ettiği tutkudur.
Sayfa 2 - 46'lık DergiKitabı okudu
Sinemanın tarihi Lumiere Kardeşler'le başlar. Ama sinemanın resmi tarihine geçmeden önce, 19. yüzyıl sonunda dünyanın genel durumunu anımsamak doğru olur. Çünkü sinema da, içinde geliştiği çağın koşullarının bir ürünüdür. O yıllarda dünya denince akla önce Avrupa geliyordu. On dokuzuncu yüzyılın sonu yaklaşırken, İngiltere başbakanı Lord Salisbury'nin 1898'te Londra'da Albert Hall'da yaptığı bir konuşma, dünyanın durumunun bugünkünden pek değişik olmadığını gösteriyor. Lord Salisbury diyor ki: "Yeryüzündeki ulusları, yaşayanlar ve ölenler olarak ikiye ayırabiliriz. Bir yanda büyük güce sahip büyük ülkeler var, bunların gücü her yıl çoğalıyor, zenginlikleri, egemenlik alanları artıyor. Demiryolu aracılığıyla askeri güçlerini bir noktada toplayabiliyor, şimdiye dek görülmemiş büyüklükte ordular kurabiliyorlar. Bilim, bu orduların silahlarını her gün geliştiriyor. Bunların yanı sıra, ölüm halinde olduklarını söyleyebileceğim ülkeler de var." Lord Salisbury'nin büyük bir açık sözlülükle dile getirdiği gerçek, Avrupa'nın sömürgeciliğe ve kapitalizme dayanan dünya egemenliğini vurguluyordu. Darwin'in doğada "güçlü olan yaşar" görüşü, sanki politika alanında da yansımasını buluyordu. On dokuzuncu yüzyılın son çeyreği başlarken yaşanılan ekonomik bunalımın sona erdiği ileri sürülse de, insanlar altın bulmak amacıyla Kanada'nın Alaska sınırındaki Klondike kasabasına ve Alaska'ya akın ediyordu. Aradan otuz yıl geçtikten sonra, Charles Chaplin Altına Hücum'da benzersiz mizahıyla bu olayı ölümsüzleştirecekti.
Zahf tiştê din ê dinyayê hene jî narizin û ji bîr ve naçin û tu car namirin. Wek şewqe û gopal û pêlava Charles Chaplîn.
Reklam
157 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.