Bay Muray, farklı ülkelerdeki farklı insan ırklarından derlediği bitleri dikkatle incelemiş ve onların yalnız renk bakımından değil, bacakları ve öbür uzantıları bakımından da farklı olduklarını bulmuştur. Birçok örnek bulunan her durumda, farklar değişmemekteydi. Pasifik’teki bir balina gemisinin cerrahı, bana birkaç Sandwich Adalı ile bir gemiye giren bitlerin İngiliz denizcilerinin vücutlarına geçince, iki-üç günde öldüğünü anlatmıştı.
Dünya, sık sık söylendiği gibi insanın doğumu için uzun zaman hazırlanmış gibi görünmektedir; ve bu, bir bakıma tam anlamı ile doğrudur; çünkü insan, doğumunu uzun bir atalar dizisine borçludur. Bu zincirdeki halkalardan bir teki varolmasaydı, insan tam bugün olduğu gibi olamazdı. Gözlerimizi bile bile kapamadıkça, bugünkü bilgimizle, soyumuzu aşağı yukarı tanıyabiliriz; bundan utanç duymamız da gerekmez.
Reklam
Karınca
Büyük yapılar kurar, onları temiz tutar, akşamları kapılarını kapar ve bekçiler bırakırlar. Yollar, ırmakların altına tüneller, üstlerine birbirlerine tutunarak geçici köprüler yaparlar. Topluluk için besin toplarlar. Yuvaya getirdikleri bir nesne kapıdan geçmeyecek kadar büyük olunca, kapıyı büyütürler ve sonra gene eski durumuna getirirler. Tohumları çimlendirmeden saklar, nemli olanları kurutmak için yeryüzüne çıkarırlar. Yaprak bitlerini (aphides) ve başka böcekleri, süt inekleri olarak besler ve onlara bakarlar. Düzenli takımlar halinde savaşa gider ve kamunun esenliği uğruna gönüllü olarak can verirler. Önceden saptanmış bir plana göre göç ederler. Köle yakalarlar. Yaprak bitlerinin yumurtalarını da, kendi yumurtaları ve kozaları gibi, çabuk açılabilmeleri için, yuvanın sıcak kesimlerine taşırlar.
İnsan birçok ırka ayrılmıştır; bunların bazıları birbirinden öylesine farklıdır ki, doğa bilginleri çoğu zaman onları farklı türler gibi sınırlamıştır. İnsan vücudu, öbür memelilerinki gibi, aynı kökendeş plana göre yapılmıştır. İnsan, embriyonal gelişimin aynı evrelerinden geçer. Bir zamanlar işe yarar oldukları söz götürmeyen yararsız ve güdük parçaları çoktur.
Bugün, iklimin öldürücü bir engel olduğu yerlerin dışında, uygar uluslar dünyanın her yerinde barbar ulusların yerini kapmaktadır; ve onlar, daha çok zekânın ürünleri olan sanatlarından ötürü başarılı olmaktadırlar. Bundan dolayı, zihinsel yetiler, insan soyunda daha çok doğal seçmeyle ve yavaş yavaş yetkinleşmiş olabilir
İnsan zihinsel yetileri ile, “değişmemiş bir vücudu değişen evrenle uyum içinde tutmaya” güç yetirebilmektedir. İnsanın, alışkanlıklarını yeni yaşama koşullarına uyarlama gücü çok büyüktür. Öte yandan, aşağı hayvanlar çok değişmiş koşullarda sağ kalmak için vücut yapılarını değiştirmelidirler.
Reklam
Bencil ve geçimsiz kimseler birleşemezler, ve birlik olmadan hiçbir şey yapılamaz.
İçgüdüsel tutkuların birçoğu, örneğin açlıktan doğan tutku, kısa sürelidir, ve doyurulduktan sonra çabucak ya da etkili olarak anımsanmaz.
Bilgisizliğin verdiği güveni bilgi hiçbir zaman verememiştir ve şu ya da bu sorunun bilim yoluyla hiçbir zaman çözülemeyeceğini ileri sürenler çok bilenler değil, az bilenlerdir.
Bir sepet deniz kestanesini düşürdüğü için çocuğunu kayalara çarpan adam ile, bir Howard ya da Clarkson arasındaki ahlaksal tutum farkı; ve hiçbir soyut terim kullanmayan yabanıl bir insan ile bir Newton ve Shakespeare arasındaki zekâ farkı da az değildir
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.