Bunlar benim defalarca aklımdan geçirmiş oldugum
düğüncelerdi. Bunun tam olarak böyle oldugunu o an bile
çok net bir biçimde görebiliyordum. Fakat zavallı, sersem
bir köylü çocuğu olan ben, nasıl olur da en seçkin ve bilge
erkeklerin her gün içine düştükleri o muhteşem çelişkiden
azade olabilirdim ki?
Nasıl ki insanın sahip olduğu bilgi dağarcığı bir ışık huzmesini parçalara ayırıp yapısını analiz edebiliyorsa, daha gelişmiş zekâlar, dünyamızın şu cılız parıltısında, her türlü bilinçli canlının düşünce ve eylemlerini, her türlü erdem ve kötülüklerini okuyabilir.
Bir an bu yazılanları okumayı bırakın ve sizi hiçbir zaman çevrelemeyecek olan demirden, altından, dikenden ya da çiçekten uzunca bir zincirin ilk halkasının böyle unutulmaz bir günde oluştuğunu düşünün.
Keşke bazı anneler kızlarını evlendikten sonra rahat bıraksalar ve böyle şiddetli bir sevgi göstermeseler. Talihsiz bir kadını dünyaya getirmekten tek çıkarlarının -Tanrı beni affetsin ama sanki o getirilmeyi rica etmiş ya da gelmek istemiş gibi- bunu onun burnundan getirme özgürlüğü olduğunu sanıyorlar.
Sayfa 833 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor