Zihnindeki bu kara bulutları dağıtabilecek tek kişi kızıydı. Onu ıstırabının ötesindeki bir Geçmiş ile gene bu ıstırabının ötesindeki bir Şimdi'ye bağlayan altın ipti o; sesinin tınısı, yüzünün ışığı, elinin dokunuşu babasının üzerinde harika bir etki yaratıyordu hep.
Sayfa 102 - Can Yayınları, 22. Baskı Şubat 2018Kitabı okudu
"Bu adamı seviyor musun?" diye homurdandı kendi kendine; "insan kendine benzeyen bir adamı neden sever ki? Sende sevilecek birşey yok. Aman be! Kendinle ilgili neyi değiştirdin şu hayatta? Kaybettiğin ve olabileceğin şeyleri sana göstermesi onu sevmek için ayrı bir neden olabilir! Onunla yer değiştirdiğini düşün bir, o mavi gözler sana aynı ona baktıkları gibi mi bakacaktı ve o üzgün yüz aynı şefkatle mi acıyacaktı sana? Hadi ama açık açık söyle işte! Ondan nefret ediyorsun."
Sayfa 109 - Can Yayınları, 22. Baskı Şubat 2018Kitabı okudu
Reklam
Sydney Carton
Bu adam içinde tükenmişlik, çevresinde bu çölle, yolunun üzerindeki sessiz bir taraçanın karşısında durduğunda bir an, onurlu hırslar, özveri ve azimle dolu hayallerin önündeki boşlukta uzandığını gördü. Bu güzel hayal şehirde aşklar ve güzellikler neşeli balkonlardan ona bakıyor, hayatın meyveleri bahçeler de olgunlaşıyor ve Umut suları gözünün önünde pırıl pırıl parlıyordu. Bir dakika geçmemişti ki hepsi yok oldu. Bir kuyuda birikmiş gibi duran evlerin arasından tepedeki odasına tırmanarak kendini üzerindeki kıyafetlerle dağınık yatağına bıraktı ve yastığı boşa akan gözyaşlarıyla sırılsıklam oldu.
Sayfa 116 - Can Yayınları, 22. Baskı Şubat 2018Kitabı okudu
Sydney Carton
Güneş hüzünlü hüzünlü yükseldi; güneşin üzerine vurduğu hiçbir şey, sahip olduğu yetenekleri ve güzel duyguları kullanma becerisinden yoksun, kendi yararı ve mutluluğu için bir şeyler yapmayı beceremeyen, dahası bu feci halinin farkında olan ve bu feci halin onu tüketmesi pahasına kendinden vazgeçen bu adamdan daha hüzünlü değildi.
Sayfa 116 - Can Yayınları, 22. Baskı Şubat 2018Kitabı okudu
Her yerde onları yoksullaştıran şeylerin dokunaklı izleri vardı; bu küçük köydeki muhteşem yazıta bakılırsa, ne olursa olsun, soyup soğana çevrilmedik tek köy kalmayana dek devlete, kiliseye, krala vergi, yerel ve genel vergiler ödenecekti.
Sayfa 143 - Can Yayınları, 22. Baskı Şubat 2018Kitabı okudu
Taş havuzun içindeki fıskiye ile baykuşun sesi dışında çıt çıkmıyordu, çünkü gecenin her saat başı nefesini tuttuktan sonra derin bir iç çektiği ve sonra gene nefesini tuttuğu karanlık gecelerden biriydi.
Sayfa 149 - Can Yayınları, 22. Baskı Şubat 2018Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.