Çünkü gerçekten de temelde bolluk dünyasında, inanılmaz miktarda yi- yecek, enerji ve malzemenin israf edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Dünyanın yansı açlık çekerken öteki yansı, ilk yarıyı beslemeye yetecek kadarını israf ediyor. Üçüncü Dünya'da ve bizim kendi gettolarımızda insanlar yiyecekten, barınaktan ve öteki temel gereksinimlerden yoksun yaşıyor, bunları satın ala- mıyorlar. Bu arada devasa kaynakları savaşlara, plastik çerçöpe ve insan mut- luluğuna hizmet etmeyen başka sayısız ürüne akıtıyoruz. Yoksulluğun nede- ninin üretim kapasitesi eksikliği olmadığı açıktır. Yardım etme isteksizliğine de bağlı değildir: yoksulları doyurmaktan, doğayı eski durumuna getirmekten ve başka anlamlı işler yapmaktan mutluluk duyacak pek çok insan var, ama bunlardan para kazanılamayacağı için yapamıyorlar. Açıktır ki para armağan- lan gereksinimlerle buluşturamıyor. Neden?
Tüm kötülüklerin anasının para, ya da en azından para aşkı olduğu söylenir. Ama neden öyle olsun? Ne de olsa paranın amacı en basit haliyle, değiş tokuşu kolaylaştırmaktan ibarettir -diğer bir deyişle, insan armağanlarını insan ge- reksinimleriyle buluşturmaktan. Hangi güç, hangi canavarca sapkınlık parayı bunun tam tersine, yani kıtlık aracına çevirmiştir?
Reklam
Paranın nasıl geliştiği konusunda ekonomi metinlerinde verilen alışıldık açıklamalarda, başlangıç noktasının takas olduğu varsayılır. En başından iti- baren, rekabet içerisindeki bireyler kendi rasyonel kişisel çıkarlarını azamiye çıkarma peşinde koşarlar. Antropoloji, bu idealleştirilmiş tanımı desteklemi- yor. Mauss'a göre takas Polinezya ve Melanezya'da ender görülürken, Pasifik Kuzeybatı'da hiç duyulmamıştı. Ekonomi antropoloğu George Dalton empa- tik bir yaklaşımla, 'Takas, parasız değiş tokuşla sınırlı anlamında, hakkında bilgi sahibi olduğumuz geçmişteki ya da bugündeki hiçbir ekonomik sistemde hiçbir zaman niceliksel olarak önemli ya da baskın model olmamıştır," der.8 Dalton, yegane takas örneklerinin küçük, ender ya da acil işlemler olduğunu söyler -günümüzdeki gibi. Bunlar bir yana bırakıldığında, parasız işlemler ekonomistlerin fantezilerinin kişiliksiz, faydayı azamiye çıkaran işlemlerine pek de benzemezdi, daha çok, "gelenekle onaylanmış ve karşılıklılık özelliği içeren kalıcı (ve kimi zaman ritüelleştirilmiş) kişisel ilişkiler gerektirme eğili- mindeydi."9 Bu tür işlemlere takas değil, ritüelleştirilmiş armağan değiş toku- şu demek lazım.
Günümüzde sık sık armağan değiş tokuşunda bulunuruz, ama armağan değiş tokuşu zaten, takas yolunda atılmış bir adımdır. Eski topluluklarda armağan vermeyi düzenleyen incelikli adetler vardı; geçmişle bağını tümden yitirmemiş toplumlarda günümüzde de varlığını sürdüren adetler bunlar. Armağan ağları genellikle akrabalık ağlarıyla yakından bağlantılıdır. Kimin kime armağan vereceğini adetler belirler. Bazı akraba kategorilerine sizin vermeniz beklenir; bazılarından almayı bekleyebi- lirsiniz; bazılarındaysa armağan akışı iki yönlüdür.
Bunca zaman sonra bile Güneş demez ki yeryüzüne, "Bana borcun var." Bak ne oluyor böyle bir sevgiyle; Aydınlatıyor Tüm Göğü
KİTAP LİSTESİ (devam ediyor) PAYLAŞIP YARDIMCI OLUNUZ!!!
KATEGORİLENDİRME AŞAMASI DEVAM EDEN HER KONUDAN KİTAPLARIN OLDUĞU UYGULAMA PROJESİ KAPSAMINDAKİ KİTAP-DERGİ-MAKALE LİSTEM. LÜTFEN PAYLAŞIP, YORUM YAPIP, MESAJ ATIP DESTEK OLUNUZ!!! LÜTFEN YARDIM İÇİN, İSTİFADE İÇİN, GELİŞİM İÇİN PAYLAŞINIZ!!! ŞU KİTABI UNUTMUŞSUN, EKLE diye yorumlar yapınız, öneriniz ve kategorisini belirtiniz. Kitabın
Reklam
43 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.