“Can’t stand chocolate.” “You would, wouldn’t you? Hate everything that is delicious and lovely and comforting.” “Chocolate’s disgusting.” “You just want to live in your dark, bitter world made of black coffee and plain bagels with plain cream cheese. And occasionally salt-and-vinegar chips.”
Kader ansızın "ceeee" yapıverir! Ve siz biraz daha ısınırsınız. Neyse ki, insan kaderin "ceeee"sini hemen unutuverir. Şahsen unutmanın olmadığı bir hayatı kaldırabileceğimi pek sanmıyorum. Rab, felaketin karşılığında unutmayı bahşetmiş bizlere. "Madem pişip adam olamıyorsun, bari unut.”
Reklam
sitem
Ya şi'ri bir tutuyorlar hayal-i batıl ile ; Benim hakikate hasrettiğim büyük esere Geçende---- şi'r ---- diyorlardır bir takım cehele. Şiiri boş hayalle bir tutuyorlar da ondan Benim hakikate ayırdığım büyük esere Geçende 'şiir' diyordu bazı bilgisizler.
İnsan psikolojisinden bî behre, cehele güruhu İttihadcılar. Yalnız din, devlet ve millet aleyhine olan işlerde, en ahmâk İttihadcı bile bir dahî kesiliyordu.
Trende bir kemancı
Şopar ali çok içerdi günün hangi saati olursa olsun şişman fil gibi yürürdü sağa doğru nedense fazla çekerdi. Agam bi gün trende giderken bir çift evlenmek üzereymiş buda kısa günün kârı hesabı damada sürekli dayamış kemanı oda cimriymiş macırmıdır nedir çingene vermezmiş birazcık bile sıpali ve en son kafasına kemanı yemi ali agam demişki şimdi kefene koyasın o manileri beeeee Son.
aşka bak beeeee..
- Gökçen! Peçeni aç, diye inledi. O korkunç güzellikteki ilahi gözleri görerek ölmek istiyordu.
Sayfa 174 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Herve bu militanların hangi müfredatı izlediklerini bilmiyordu, ama kesin olan bir şey vardı: Bu tarih değildi. Bunun aksi olsaydı, elleri o kadar kanlı olan Lenin’den ilham alırlar mıydı? Kahramanca yaşamına rağmen, hiç düşünmeden kolayca tetiğe basan Che’den etkilenirler miydi? Gerçek niteliğini kesinlikle kimsenin bilmediği Çin Kültür Devrimi’ni savunurlar mıydı?
heeee imkansız ..
Kafam durmadan çalışıyor. Zavallı kafacığım. Bu kafayı, gamsız kedersiz bir çocuk kafasıyla değiştirmeyi ne kadar isterdim! Ama, bunun imkânsız olduğunu da biliyorum.
Sayfa 84 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Can I ask why you’re throwing knives at cheese?’ ‘Caleb came by to discuss something,’ Tobias says, leaning his head against the wall as he looks at me. ‘And knife-throwing just came up somehow.’ ‘As it so often does,’ I say, a small smile inching across my face.”
Reklam
When you are afraid things are going to get worse if you don't do something, it can prompt you into action. But it is not good when you are so afraid that it keeps you from doing anything.
Gün boyu gülmemişken sıra fotoğraf çektirmeye gelince niçin güleriz? Geçen yüzyılın başında çekilen ilk fotoğraflarda neden kimse gülmez? Ne oldu, ne değişti de kamera karşısında gül denince gülmeye başladık? Sahte gülücüklerimiz, Kodak firmasının kitle mühendisliği sonucu olmasın? "Say cheese!"
Babam olanları anlattıktan sonra kızılca kıyamet koptu. Kıyametin çok gürültülü olacağını sanıyoruz ya kim bilir belki de sessizdir. Sessizlik gürültüden çok daha ağır bir şey. Kimse çıtını çıkarmadı. Ethem bir köşede ellerini bağlayıp gözlerini halıya dikti. Nurten bir köşede. Kafamı kaldırdım baktım, herkes halıya bakıyor. O halıyı ömür billah
Sayfa 172Kitabı okudu
Ne çektik beeeee
Süslenmelerine kuşkuyla bakıldı. Neşeli bedenleri yada giyecekleri, incitilme ve cinsel saldırıya uğrama tehlikelerini arttırdı.
Resim