Bu kitap geçen seneden beri okumayı en çok istediğim kitaplardan biridir. Kitap, başlarda tıbbi terimlerden dolayı akıcı bir üslupta değil fakat sonlara doğru özellikle anlatılan hikayelerin özüne kendini kaptırdığında elinden bırakamıyorsun. Yüzleri tanıma yetisini kaybeden Dr. P., kendini sürekli on dokuz yaşında zanneden kayıp denizci Jimmie, bedenini kendine ait hissetmeyen Christina, koku duyusu bir köpeğinki kadar keskin hale gelen Stephen D., kendini sadece tiklerden oluştuğunu söyleyen Nükteli Tikli Ray... Bunlar çeşitli nörolojik hasarlar sonucu yaşamları bir anda altüst olmuş kişilerdir. Her ne olursa olsun hayata tutunmaya çalışırlar.
Kitapta en etkilendiğim bölüm, üçüncü bölüm oldu. Rebecca, müziğin dışında kalamayan Martin, sadece sayılarla iletişim kurabilen ikizler ve son olarak sadece resim çizerek kendini anlatmaya çalışan Jose... Bunlar zihinsel birtakım rahatsızlıkları olan soyut kavram ve imgeleri algılamada zorluk yaşayan kişilerdir. Toplum olarak bu insanları ötekileştirdiğimiz, dış dünyadan soyutladığımız tiplerdir. Halbuki onların ne kadar yetenekli ve azimli olduklarını bir bilsek... Bu dünyada en özel, en farklı, en yaratıcı kişiliklere sahip onlardır.