Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Boynuz kulağı geçmiş
Nick* papaza, "Tanrı neye benzer?" diye sordu. Papaz Tanrı'nın biz insanlar gibi bir görünümü olmadığını ama her yerde olduğunu söyledi. Nick üsteledi. "Tanrı hiçbir şeye benzemiyorsa, o zaman neden var olduğunu soylüyorsunuz?" Papaz, "Tanrı, benim ona olan inancım sayesinde zihnimde var oluyor; bu onun bana, mevcudiyetinde olma izni verme yöntemidir" diye karşılık verdi. Nick bu kez, "Yani zihninizde ona yer vermezseniz, o da var olmaz mı?" diye sordu.
Sayfa 30 - Yapı Kredi Yayınları, 1.Baskı, 2018. *şizofreni tanısı olan küçük çocuk
Bazı şizofrenler sesleri en başından beri son derece tehlikeli ve korkutucu olarak algıladıklarını ve gelişlerinden ötürü büyük bir dehşete kapıldıklarını söylerler. Bu sesler genellikle benliği sert biçimde yargılar ya da ona topluma zararlı eylemler yapma talimatı verirler. Seslerin neyi, nasıl söylediği, hiç de saşılmayacak biçimde kişinin önceki zihniyetine, onun dünyaya bakış açısına, özellikle de şizofrenin, çocukluğunun ilk yıllarında özbenliği ile nasıil bir iletişim içinde olduğuna bağlıdır. Şizofren kendisine karşı sertse, sesler de şiddet dolu olur; kendisine karşı daha az yargılar bir tutum benimsemişse, sesler daha dostçadır.
Sayfa 103 - Yapı Kredi Yayınları, 1.Baskı, 2018
Reklam
Önsöz
Şizofreninin başlangıcında tek bir şey -tek bir kritik etmen- hayati önem taşır; o da kişinin hayatta kalabilme ve süreci tersine çevirebilme şansının olup olmamasıdır. Kişinin yanında uzun bir zaman dilimi boyunca, belki günde birkaç kez olmak üzere, günler, mümkünse haftalar boyu konuşabileceği birinin olması kritik bir meseledir.Maalesef ki az sayıda hastane, hastayla yoğun bir şekilde çalışabilecek bir terapist tahsis etmek suretiyle bu tür bir yaklaşımı benimseyen bakım hizmeti vermektedir. Ancak psikiyatri ve psikofarmakolojinin bu sözde "konuşma terapileri"nin itici yanı, şizofrenin, psikiyatrin ara sıra yaptığı kısa süreli ziyaretler dışında insan ilişkileri anlamında çok sık tecrit edilmiş kalması anlamını taşımasıdır.Bu yaklaşımın trajik yanı, hastanın daha sonra şizofreniye paralel bir süreçle karşılaşıyor olmasıdır: Kökten bir hapsolma, zihin değiştiren eylemler, insanlıktan uzaklaşma ve tecrit... Sürecin gelişiminin her durumda böyle olması şart değildir.Ancak zihnin yalnızca beyinle eşanlamlı olarak görülme eğiliminde olunan bir çağda yaşıyoruz. Aslına bakılırsa, zihinsel sorunların nörolojik müdahaleler aracılığıyla çözülebildiği fikri, radyo prog- ramını bizzat radyoyla karıştırmak benzeri gülünç ve kategorik bir hatadır. Şizofrenik kişi için insancıl bir yol haritası çizeceksek eger, bu durumda kişinin önüne acil, yoğun ve ucu açık bir psikoterapi sunmamız gerekir.
Sayfa 18 - YKY
İnsanlığın,karanlık yönlerini kendi üstünden atıp bir başka yere boşaltmasının verdiği zevkin sınırı yoktur. Nefret aracılığıyla kendi şiddetini, yozlaşmışlığını,akılsızlığını ve açgözlülüğünü başkalarına yansıtır.
Şizofrenler yoğun psikoterapi sonucu birçok konuda değişim yaşayabilirler ancak bu değişimlerin gerçekleşmesi onlar açısından psikozlu olmayan kişiliklere kıyasla daha uzun sürecektir. İlaç tedavisinin psikoterapinin gidişatı içerisinde çok değerli olduğu görülse de, bir şizofrene ona zaman ayıran, onu anlamaya çalışan, onunla birlikte olan, konuşan ve karşılıklı oturup sözlerine birebir yorum yapan bir kişiden daha fazla hiçbir şeyin yardımı olamaz.*
Sayfa 177 - Yapı Kredi Yayınları, 1.Baskı, 2018. *Son cümle HERKES için geçerli
Reklam
Kişiye, şizofreninin etkisine girdiği ilk haftalarda yoğun psikoterapi imkanı sağlanması halinde, klinik tedavi uzmanının söz konusu kişide psikozlu olmayan bir işleve geri dönüşe tanıklık etme şansı oldukça fazladır.
Sayfa 19 - Yapı Kredi Yayınları, 1.Baskı, 2018
Karakter, varlığın estetiğidir.” Christopher Bollas
Kendimizle konuşmakla meşgulken, bunun tam anlamıyla karşılıklı bir görüşme olduğunu varsayarız. Aslına bakılırsa bu bir yanılsamadır.
Sayfa 113 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Christopher Bollas da benzer şekilde, bir insan huysuzluk, karamsarlık gibi belli bir ruh haline "girdiğinde" bir zamanlar anne-babaya karşı ifade etmesi yasaklanmış hisleri yaşayan çocuk benliğine döndüğünü, bu huysuz ya da depresif duygu durumu boyunca anne-babamız karşısındaki o çocuk halimizi yaşadığımızı söylüyor.
Reklam
Şizofreninin kökeni ne olursa olsun, ilk belirgin sonucu özbenliğin bölünmesi ve bir bölümü normal şekilde işlevini sürdürürken, diğer bölümünün algılama, düşünme ve ilişki kurma anlamında son derece farklı bir yöntem geliştirmesidir.
Sayfa 172Kitabı okudu
... her birimiz iyi de olsa, kötü de olsa ebeveynlerimizin "bir benzeri daha olmayan" suretleriyiz.
Sayfa 152 - Yapı Kredi Yayınları, 1.Baskı, 2018
Kişilik bozukluğu denilen şey hangi şekle bürünmüş olursa olsun, kişiye özgüdür ve kendine has kalıplara sahiptir.
Sayfa 119 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Benliğin bütünlüğü yok olma tehdidi altına girdiğinde derhal kendimizi koruma altına alır, "Ben"i gizler, münzevileştiririz. (...) Şizofren gerçek benliğini ağaca, taşa ya da dereye gizler. Ağaçlar, taşlar ya da dereler şizofrenle konuştuğunda, şizofren onların sesiyle kendisine hitap ediyordur.
Sayfa 103 - Yapı Kredi Yayınları, 1.Baskı, 2018
Çocuk psikozu & JFK ve Martin Luther King'in öldürülme dönemi
Çoğu öğrencimiz olan psikozlu çocuklar, tipik bir tepki vererek Martin Luther King ve Kennedy'yi kendilerinin öldürdüklerini düşündüler. Cinayetlerin ertesi günü, bazıları suçu üstlendi ve oyun sahasında peşlerinde biri varmış gibi koşturarak, "Ben yaptım. Onu ben öldürdüm!" diye bağırmaya başladı. Gerçek hayatta korkunç bir şey yaşandığında, bu onların kabahati olmak zorundaydı; aksine inanmaları imkânsızdı. Bizler, "normal insanlar", böyle bir şey yapmış olamazdık; bu onların başının altından çıkmış olmalıydı. Bazı durumlarda personel bir tür tatbikat yapardı. Çocukları birbirinden ayırarak kollarından tutar ve doğrudan gözlerinin içine bakarak sakin bir ifadeyle, hayır, bu cinayetleri siz işlemediniz, der ve endişelenmelerine gerek olmadığını söylerdik. Bazıları havaya sıçrayıp durur ya da terapistine tükürürdü ama fiziksel anlamda zapt edilmeleri ve katil olmadıklarına dair ifadenin sürekli tekrarlanması, zaman içinde sakinleşmelerini sağlardı.
Sayfa 37 - Yapı Kredi Yayınları, 1.Baskı, 2018
61 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.