Çiçeklerin susayınca susadım diyememesi ve direkt solup ölmesi beni çok üzüyor.
İletişim çok önemli işte. Hislerimizi, düşüncelerimizi, sorularımızı, şüphelerimizi, endişelerimizi söylemek zorundayız. Karşı taraf anlasın dersek solup gideriz.
Ama tabii anlattığımızın da anlaşılması iletişimin bir parçası. Hafif sarardığı zaman sulamayı akıl etmedikleri noktada ölüyor çiçekler.
Duyulmadığın noktada kimsesizleştiğin gibi tıpkı. Paylaştıklarımızın anlaşılması kadar ince bir terazi yok bu yüzden. Öfkelenmeden, yargıda bulunmadan, onun bakış açısıyla görerek anlayıp çözmek karşımdaki insanın karmaşasını…
Yok nasip olmuyor o anlayış yeryüzünde herkese…