Çok geçmeden marangoz tabut için ölçü alırken, pencereden baktıklarında, minicik sarı çiçeklerin yağmur gibi indiğini gördüler. Çiçekler bütün gece süren suskun bir sığınakla köyün üzerine yağdı. Bütün çatıları örttü, bütün kapıların önüne yığıldı ve dışarıda yatan bütün hayvanları soluksuz bırakıp öldürdü. Gökten öyle çok çiçek yağdı ki, sabahleyin sokaklar kalın halılar döşenmiş gibi oldu ve cenaze alayının geçebilmesi için çiçekleri küreyip atmak zorunda kaldılar.
325 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine orijinal dilinde, İngilizce olarak okudum ve daha sonra Türkçe çevirisini de inceleme imkânım oldu. Dile bu kadar vurgu yapmamın sebebi ise bütün kitabın esasında zekâ geriliği çeken ana karakterin tedavi amaçlı tuttuğu raporlardan oluşuyor olması. Yani kitabın ilk kısımlarında karşınızda henüz kelimeleri doğru düzgün yazmayı beceremeyen bir kahraman ve o'nun yaptığı bir sürü yazım yanlışı olacak. İşte tam da bu noktada yazarın ya da çevirmenin dil hâkimiyeti ve dili kullanışı oldukça önemli bir hâle geliyor. İngilizce versiyonunda dil tutarlı bir şekilde korunarak ve geliştirilerek hikâye devam ettirilmişti. Maalesef çevirisini iz sürecek kadar detaylı inceleyemedim ancak gördüğüm kadarıyla çeviride de gene aynı kaygı güdülerek yeterli özen ve gayret gösterilmişti. Kitapta Charlie Gordon'un zeki bir insan olma çabası gene kendi tuttuğu ilerleme raporlarıyla anlatılıyor. Karakterin değişiminin kendi iç dünyasına ve çevresine karşı olan etkileri inceleniyor. Gene bu değişimin yarattığı psikolojik durum ve sonuçlar da başarılı bir şekilde ele alınmış. Birçok yerde Charlie'yle beraber üzülüp, o'nunla beraber sevinmeniz muhtemel. Kitabın sonlarına yaklaştıkça hikâyenin nasıl sonlanacağına dair tahminleriniz kuvvetlense de sanıyorum ki tahmin edemeyeceğiniz şekilde artan bir vuruculuk ve etki de olacak. Özellikle belli bir yaşın üzerindeki çocukların bu kitabı okumaları hâlinde çevrelerindeki diğer insanlara daha duyarlı ve daha nâzik olacakları düşüncesindeyim.
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201514,7bin okunma
Reklam
Tabbi'nin, üzerine keçeli kalemle kuşlar ve çiçekler çizdiği küçücük bir hapishaneden kaçmaya çalışan bir mahkûm Misty.
LEYLA ŞAHİN Kayseri doğumlu Leyla Şahin’in eğitim hayatının tamamı Kayseri’de geçmiştir. Ancak Harp-İş Sendika Başkanlığı yapan babasının görevinden ve de sınıf öğretmenliği ile başlayan meslek hayatından dolayı yurdumuzun çeşitli illerinde bulunmuştur. En son olarak 2000-2017 tarihleri arasında KAYSERİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ HASTANE OKUL
Cinayet
Genelev Çiçekçisi Selim'in cesedi iki gecedir çiçeklerin arasında yatıyordu. Sırtüstü düşmüştü, çiçeklerin saplarını kesmek için kullandığı bıçak, kalbine saplanmıştı. Cumartesi gecesi öldürüldüğünü düşünüyorduk. Katil onu öldürdükten sonra kapıyı çekip çıkmış olmalıydı. Araya tatil girince çiçekçi bir gün kapalı kalmış, cesedi bu
Genelev ÇiçekçisiKitabı okudu
Sunay Akın
... Kızılderili reis şöyle seslenir Beyaz Adam'a: "Toprağımızı alma isteği üzerine düşüneceğiz. Halkım 'Beyaz Adam'ın almak istediği nedir?' diye soracak. Bunu bizim anlamamız zor. Eğer o güzelim havanın, köpüren suyun sahibi biz değilsek, onu bizden nasıl alabilirsiniz ki? Güneşte parıldayan her bir çam ağacının, kara ormanların üzerinden asılan sisin, vızıldayan arının, halkımızın belleğinde ve düşüncelerinde kutsal bir anlamı var. Ağaçta yükselen özsuyu Kızıl Adam'ın anısını taşıyor. Biz toprağın parçasıyız, toprak da bizim parçamız. Hoş kokulu çiçekler kızkardeşlerimiz bizim, rengeyiği, at, yüce kartal ise erkek kardeşlerimiz. Irmağın köpüren dalgaları, çayırdaki çiçeklerin özsuyu, tayın teri, her biri bir ve tek soya, bizim soyumuza ait. Bu yüzdendir ki, Washington'daki Büyük Reis bizden toprağımızı isterken çok şey istiyor."
Sayfa 132 - ÇınarKitabı okudu
Reklam
YILMAZ ÖZDİLİ'İN BU YAZISINI NE ZAMAN OKUSAM GÖZLERİM DOLAR...BUGÜN YİNE PAYLAŞMIŞ TABİ BU SEFER ANAFİKİR BAŞKA. BEN SADECE BİR KISMINI PAYLAŞIYORUM. BUYRUN: Kıbrıs'ta vuruşmuş, gazi olmuş bir astsubayın, kahraman bir babanın evladıydı. Gölcük'te lojmanda doğmuştu. Liseyi bitirince Deniz Harp Okulu'na yazıldı. Sevgi'yle tanıştı. Aşık oldu.
Çok geçmeden marangoz tabut için ölçü alırken, pencereden baktıklarında, minicik sarı çiçeklerin yağmur gibi indiğini gördüler. Çiçekler bütün gece süren suskun bir sığınakla köyün üzerine yağdı. Bütün çatıları örttü, bütün kapıların önüne yığıldı ve dışarıda yatan bütün hayvanları soluksuz bırakıp öldürdü. Gökten öyle çok çiçek yağdı ki, sabahleyin sokaklar kalın halılar döşenmiş gibi oldu ve cenaze alayının geçebilmesi için çiçekleri küreyip atmak zorunda kaldılar.
Can yayınlarıKitabı okudu
İzmir'in Dağlarında Çiçekler Açtı
Bütün cihan işitsin ki efendiler, artık İzmir hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir topraktır! -Mustafa Kemal ATATÜRK
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.