"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Bazen zaman su gibi akıp gitsin ,
Bir an önce her şey bitsin istiyorum
Bazende zamanı durdurmak
Anın tadını çıkarmak.
Bir daha geri gelemeyeceğim yaşlarımı doya doya yaşamak istiyorum.
Ama bir bakıyorum ki ,
Ne heves ne istek hiç yok
Kalmamış...
Yitirmişim içimdeki kız çocuğunu ,
Göklere çıkaramadan
Gömmüşüm yerin yedi kat dibine...
Çıkarmak istedikçe yer yüzüne ,
Daha da dibe çekiliyor ...
Sonra yine bir pes ediş bende,
Bırakıyorum çıkarmayı
Bir kürek toprakta ben atıyorum üzerine.
Geçenlerde bir yerde okumuştum
Oblomovluk diye bir varoluş trajedisi
Bilinçli bir tembellik, uyuşukluğun aksine fazla uyanıklık
İleriyi görüp ,herşeyin farkında olma.
Bu sonunu görme farkındalığından dolayı
Gittiği yolda ilerlemeyi istememek,tükenmişlik...
Ben Özlem ,
ben 26sında küçük bir kız çocuğu
Ben özlem etrafına rengarenk çiçekler saçarken ,kendi içinde siyah olanım
Ben başlı başına bir varoluş trajedisinin ta kendisiyim... (2017) Ö. Y. K. @canimkendim41
Bazı kitaplar vardır, gece uyumanıza yardımcı olurlar. Yatağa girer, biraz okur ve göz kapaklarınızın ağır gelmeye başladığını hissedersiniz. Ama sakın bu kitapta denemeyin. Uykularınız kaçacaktır!
Alın size yaşadığınız hayatı dibine kadar sorgulatacak, bir değişimin başlangıcı olabilecek bir eser!
Kendimize bir şeyler itiraf ederek başlayalım
Kalemine hayran olduğum Atsız’a bu eseriyle bir kez daha hayran oldum. Yazım diline, üslubuna diyecek yok, su gibi akarak teklemeden ve eski Türkçeye ait çok fazla kelime içerse de sanki günümüz Türkçesiyle yazılmış gibi çok akıcı bir şekilde okunuyor.
Kitap; bundan binlerce yıl önce evli olduğu halde başka bir kıza aşık olan Burkay’ın; karısını
Sağlık uyarısı!! Uzun bir yazı, ben uyarımı yapayım da sonra “gözüm senin yüzünden bozuldu” deyip tedavi masraflarını ödetmeye kalkarsanız karışmam! Hiç okumamak seçeneğine de sahipsiniz, sağlık söz konusu, doktor tavsiyesi ile okumayacak olanlara hak veririm. Herkes kendince ölçsün: Kitabı yeniden yazmaya niyetlenip yarı yolda vazgeçmişim gibimsi
Aylar öncesinde bu kitaba inceleme yazmak istediğimde sadece bunları yazabilmiştim. "Nereden başlayacağımı bilmiyorum, ne anlatacağımı bilmiyorum, nasıl ifade edebileceğimi bilmiyorum. Jack London'un Martin Eden'inden sonra ilk defa bu kadar kararlı bir kişilik gördüm. İlk defa felsefesinden hiçbir şekilde taviz vermeyen bir adam
Sizce kaç yaşındadır ataerkil dünya? İnsan(oğlu) dediğin hangi yüzyıldan itibaren daha eşitlikçi yaşamaya başlamıştır ya da başlar?
Erkeklerin savaşı, erkeklerin siyaseti, erkeklerin tarihi...
Kadın? Çoğu defa atlatılmış, unutulmuş, itilmiş, kakılmış...
Bir gün yeryüzünün tüm ülkelerinde kadın sokağa çıkarken arkasına bakma ihtiyacı
Nobel ödüllü Amerikalı Modernist yazar.
Kitaplarını yazarken kesinlikle müsvedde, taslak kullanmadığını düşündüğüm öylesine çalakalem yazdığına, ilk kitapta emin olduğum bir yazar. Bu zaman sorunsalı ancak bu şekilde çıkar ortaya. Ve bir hiçbir karakteri tanımadan kendimizi hemencecik bir olayın içinde buluyoruz. Ve hiç tanımadığımız
Bu yazı ne bir ağıttır ne bir sitem, bu yazı bir utançtır...
Küçüklüğümden beri bende kalan bir alışkanlık vardır herhalde annem yüzünden. Okula beni geç kaldırınca sadece ekmek ve domates verirdi "hızlıca ye, bir yudum çay da iç hemen git okuluna," derdi. Şimdilerde de kısa bir vaktim varsa bir şey için, ekmek arası domates yapıp
ÇÜNKÜ GÜZELLİK, DİYORDU; İNSAN RUHUYLA HAKKIYLA KAYNAŞABİLEN TEK ŞEYDİR.
Bir düş sahibiyim. Rüyasına bile razı geldiğim belki de yalnız benim sahip olduğum. Sedire kurulmuşuz, bir yer sofrası sonrası dişlerimizde kürdanlar, dilimizde edebiyat. Kendi bildiğimiz doğrulardan asıl doğruya ulaşmanın vereceği o tada varmaksızın yakalanmışlığımız.
Türk edebiyatının son dönem yazarlarından Beşir Ayvazoğlu, Güller Kitabı ile bizleri kültürümüzün uzun ince ve çiçeklerle bezeli yollarında zevkli bir yolculuğa çıkarıyor.
Hem bir araştırmacı hassasiyeti hem de bir edebiyatçı zerafetiyle ile yazılmış olan kitap, kültür tarihimiz açısından ortaya konmuş önemli bir eserdir. Çiçeklerden yola
“Sana her zaman o kadar güvendim ve o kadar güveniyorum ki bu zorlukları, yüklendiği ağır yükün altından kalkarak yeneceğini inanıyorum. Romanını doğacak çocuğumu bekler gibi bekliyorum.”
Nazım Hikmet Ran
DİKKAT: İncelememde söz sanatları, ahenkli konuşmalar, vurucu cümleler, falanlar filanlardan ziyade, Kuyucaklı Yusuf’un asıl hikayesini,