Zulümat/karanlıklar Kur'an'da hep çoğul olarak kullanılır. Ama bunun aksi olarak kullanılan nur kelimesi ise hep tekil olarak kullanılır. Bunun hikmeti şudur: Nur/aydınlık tektir, kaynağı birdir o da Allah (cc) ve O'nun kitabı olan Kur'an'dır. Bunun dışındaki her şey ise zulümat yani karanlıklardır. Karanlığın ise kaynağı yoktur. Karanlık, ışığın/nurun yokluğundan ortaya çıkar. İşte Kur'an, karanlıklar içerisinde dolaşan insana, Allah'ın yaktığı bir ışıktır. O ışık ile insanlık aydınlanmış, yönünü ve yolunu bulmuş, karanlıklardan aydınlık yollara kavuşmuştur.
Bize durmadan yaralarını ve acılarını teşhir eden bu kahramanları Çehov'dan kabalaştırarak araklayıp başka coğrafyalar ve iklimlerde bize sunan yazarlar da aslında ağız birliği ile şunu demek isterler: Bakın, bize, acılarımıza ve yaralarımıza bakın; biz ne kadar hassas, ne kadar ince, ne kadar da özeliz! Acılar bizi sizlerden çok daha ince ve duyarlı kıldı. Siz de bizim gibi olmak, sefaletinizi zafere, hatta bir üstünlük duygusun çevirmek istiyorsunuz değil mi? Öyleyse inanın bize, bizim acılarımızın hayatın sıradan fazlarından daha zevkli olduğuna inanın yeter.
Ağır ağır ıhlamurunu içişini, aspirini yutar yutmaz hemen "iyi" bir şeyler olacağına inanan iyi niyetli çocuklar gibi battaniyesine sarılıp iyimserlikle bekleyişini seyrettim.