İlgimi çekiyorsunuz. Erkeklerin çoğu öylesine sıradan, cansız ve ruhsuz ki; sizdeyse belli bir derinlik ve coşku, bilhassa da bana iyi gelen bir ciddiyet var. Sevebilirim sizi.
Giysi, oyuncak, kitap... Ne alacak olursak olalım çocuğumuzun kız ya da oğlan oluşuna göre alışverişimizin renginin değiştiğinin farkında mıyız? Meğer kız ve oğlan çocuklar arasındaki ayrım, cinsel ayrımcılık diye tanımlanabilecek bir boyuta ulaşmış. Büyük bir mağazada kız çocuklar için ayrılmış koridora girdiniz. Ne görüyorsunuz? Sağınız solunuz, önünüz arkanız pembe; açığı koyusu, eflatuna kaçanı, leylağı andıranı, morumsu olan.. Kız çocuk giysileri içinde pembe ve tonları dışında renk yok. Erkek çocuk giysilerinde ise "ağır abi" modeli bir ciddiyet. Renkler kahverengi, lacivert, siyah, kurşuni, gri ve oğlan bebeklerde mavi. Kız giysilerinin çoğunda en görünür yerde "LOVE"(aşk) yazıyor. Aşk yalnızca kadın cinsine özgüymüş gibi! Hayvan motifleri bile ortak değil. Oğlanların tişörtlerinin üstünde dinozor, fil, zürafa ve maymun varken kızların tişörtlerindeki hayvanlar kuş, kelebek ve (nedense) baykuş...
"Eti senin kemiği benim." Evet eskiden ilk kez okula gidecek olan çocuklar bu kayıdla, öğretmenin eli öptürülerek öğretmene teslim edilirmiş. Hocası ile tanışan çocuk "Rabbi yessir ve lâ tu'âssir Rabbi temmim bil-hayr" (Rabbim kolaylaştır, zorlaştırma, Rabbim tamamlattır, hayırla) duası ile başlayıp Elif'ten
🍀-"En çok sızlanan insanların, 'Balık ağzıma gelsin ama ayağım suya değmesin.' kafasını yaşayanlar olduğunu görürsünüz. Mesela; hiçbir fedakarlıkta bulunmamayı nazlanmak, asık suratlı olmayı ciddiyet, ruhsuz bir duvara dönüşmeyi iffet, kimseye güvenmemeyi karakter zanneden kızlar ehline denk gelemediklerinden sızlanıyorlar!"🍀
😊😊