Dünyayı küçük olarak mı yoksa büyük olarak mı görmek daha yararlıdır? Bu şu anlama geliyor. Sıradan insanlardan çok büyük farklılık gösteren büyük adamlar, komutanlar, güçlü devlet adamları, iyi yada kötü karakterli fatihler ve hükümdarlar hrhalde öyle yaratılmış olmalılar ki dünya onlara küçük bir satranç tahtası gibi görünüyordur. Aksi halde
Nazım Hikmet
Taranta-Babu'ya Mektuplar Nazım Hikmet Ran Roma, 5 Ağustos 1935 - Sen Roma'yı kartpostallardan, tarih ve coğrafya kitaplarına basılan fotoğraflardan tanırsın. Taşları Sezar'ların ve Lejyon'ların kabartmalarıyla oymalı üç gözlü kapılar; kıyılarının yarısını fareler yemiş kocaman bir eleğe benziyen Koliseum; Batrus resul kilisesi meydanı ve
Reklam
·
Not rated
Kitabı okumayı bırakıyorum. 1 saat oldu ama bırakıyorum. Çünkü elime aldığımda kitabın başlığından(tarih) dolayı içinde bilim var sandım. Maalesef yok. Çünkü çok önemli bir konu olan düşünce(düşünmek) ve onun tarihi yerine, yazarın düşünceleri var ve kaynakça çoğunlukla yok. Belki ilerde daha fazla vardır fakat bilemeyeceğim. Tarih kelimesini ciddiyet katmak için koymuş Orhan Bey sanıyorum. Fakat ilk arkeolojik bulgular, ilk yazı ilk kitap gibi şeylerle başlayan ve bu kaynaklarda gördüğümüz ilk düşünürler ve onların düşünceleri ile devam eden bir kitap beklerken tamamen tarih metodolojisinden geri bir kitap gördüm. Mesela "Gün geldi, insanlar, totemle yetinemez oldular." (sf:30) gibi bir cümle var. Bu gün hangi günmüş bu sonuca hangi kaynakla vardınız ne ile kıyas yaptınız herhangi bir arkeolojik kaynak var mı veya "ilk düşünce" gibi konularla alakalı yazılar kaleme alan hangi yazarın veya yazarların düşüncesi bu... Şu şekilde bir ismi olsa kitabın bütün fikrim belki değişirdi: "Bence Düşünce", "Felsefe Okumalarımdan" veya şu çokça kullandığı suni kelimelerden biri. Her neyse ciddiyet yok yani. Tabi emek var çok okumuş çok çalışmış filan o ayrı mevzu. Neyse, bilmiyorum, belkide önyargı bu...
Düşünce Tarihi
Düşünce TarihiOrhan Hançerlioğlu · Remzi Kitabevi · 2017540 okunma
Kays El Ecer
yakın ilişkileriniz, arkadaşlığınız, birlikteliğiniz veya evliliğiniz konusunda cömertliğiniz, çalışkanlığınız, hizmet anlayışınız tartışılmaz, üstelik her zaman bir adım fazlasını yapmaktan gocunmuyor olabilirsiniz, dışarıdan belli etmeseniz de, içsel olarak. Ancak hayatın sorumlulukları, iş yaşamınız, kariyer planlarınız da ciddiyet, daha fazla düzen, plan, organizasyon gerektiriyor. İster istemez yapmak istediklerinizi sınırlamanız gerekebilir, üstelik ihmal etmiş olabileceğiniz veya unutmuş olabileceğiniz bazı işler olabilir. Bu süreç size bu detayları hatırlatabilir.
Roma Rakamı
Karaduygun'u yazarken Birhan'la ilgili bölümleri roma rakamlarıyla ayırdığımı yeni fark ettim. Doğru dürüst toplama çıkarma yapılamayan bu basamaksız, hantal sayılara duyulan sadakat, modası geçmeyen bir dekorasyon alışkanlığıyla açıklanabilir elbette. Onlar sayı değil de epizotlara yerindelik atfeden görsel bekçiler sanki. Bana kalırsa, bölümlerin içsel bütünlüğüne ciddiyet kazandırmasından çok,gerçekte sıfırsız sayılar dizini olduğu için seviyoruz onları. Yazıdan önceki boşluk deneyimini perdeleyen, hatta yazıya dair o ilk ham fikrin aklımıza düştüğü anı görmezden gelmemizi sağlayan, kelimenin tam anlamıyla yanıltıcı bir yanı var bu sayıların. bizi sıfırdan kurtarıyorlar. Batı Arapların dünyaya bahşettiği basamaklı sayılardan sonra atıl kalsalar da, armayı andıran biçimleriyle biz okurlara yeni bir şeyi ifade ediyorlar: Çoktandır olmuş bir şeyi. Yazmazdan önce kendi sözcüklerini yaratan o teskin edilemez esinlenme anını hiçe sayıp, okuru doğrudan yazılmış olanın evrenine çağırıyorlar. KARADUYGUN Sema Kaygusuz s, 53
Ciddiyet
William eğildi: "Ciddi olduğunuz zaman bile akıllısınız. Nasıl isterseniz." "Eğer akıllıysam, ciddi olmayı bildiğimdendir," diye yanıtladı Başrahip.
Sayfa 59 - Can Yayınları
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.