“TAK TAK TAK…!
İncelemeyi tıklattım açtım girdim!
Gece sessiz… Aaa… tren gidiyor. İstasyon yakın Çufçufçuf! Dıııııtttt! Dur bakalım gökyüzüne hava açık mı? Hay Allah! Bacağım masaya çarptı. Morarır şimdi. Eyvah! Kardeşim uyandı.
--Abla yatıp zıbarır mısın artık?
--Derya kes çeneni işim var sen uyu… “
Diye girdim incelemeye, şimdi biraz
Henüz 45. sayfadayım ancak yazmam gerekti. Kitap bittiğinde de ekleme yapamam muhtemel. Bir daha bu kadar hissedebilir miyim bilmiyorum, o yüzden müsaadenizle…
Ben Necip Fazıl Kısakürek’i seviyorum. İdeolojisinden, siyasi kelamlarından, dini görüşünden değil bu sevgim. Geçmişini hiç sorgulama ihtiyacı da hissetmedim. Bir tek vasiyetini çok kere
(Not: Okuyacağınız inceleme dini unsurlar içermektedir, zaten haddizatında kitap da dini bir kitaptır. Rahatsız olabilecek sevgili kitap dostlarına duyurulur…)
Metin Karabaşoğlu… Saçma gelebilir belki ama eşim bana izdivaç teklifi ettiğinde yıllar önce, kendisini tanımak adına kriterimdi Metin Karabaşoğlu. Giitiğim söyleşilerinden birine onu da
sürekli gördüğüm ve merak ettiğim bir kitaptı. genellikle kitaplar hakkında hiçbir şey bilmeden okumaya başlıyorum buna da öyle başladım sürpriz oldu bana ama nedense daha farklı bir şeyler bekliyordum. öncelikle başta kitaba kendimi vermem çok zor oldu ama okudukça alıştım ve dünyasının içine girebildim. yazarın yazım tarzını da pek sevemedim
Yürüyen risaleler vardır etrafınızda. Çokturlar hem de. Papatyalar gibi her bir yerde. Hastanede, yolda, otobüste, durakta. 1000 kitapta da elbet. Sevgili Murat Suha mesela, Sevgili Rojhılat.. Beyamca.. Sevgili Hakan mesela..
Hal diliyle okuyandır onlar. Bakışları risale konuşur sessizce, buram buram risale kokarlar. Bakarsınız ciddiyet,
"Eti senin kemiği benim." Evet eskiden ilk kez okula gidecek olan çocuklar bu kayıdla, öğretmenin eli öptürülerek öğretmene teslim edilirmiş. Hocası ile tanışan çocuk "Rabbi yessir ve lâ tu'âssir Rabbi temmim bil-hayr" (Rabbim kolaylaştır, zorlaştırma, Rabbim tamamlattır, hayırla) duası ile başlayıp Elif'ten
Yapım gereği politik kimliği olan yazarlardan kaçınırım. İsterim ki okuyacağım yazarın tek işi edebiyat olsun. Edebiyatın sanat olmaktan çıkıp siyasete alet edilmesinden korkarım. Şüphesiz ki Aziz NESİN’de siyasi duruşu çok net, tavizsiz bir kişiliktir. Dostum https://1000kitap.com/Nordavind ve
Mizah ve ciddiyet arasındaki dengeyi kurunca her şey daha yerli yerine oturuyor. Sürekli ciddiyet bir süre sonra hayatı çekilmez hâle getiriyor, aynı şekilde parodi ve ironide aşırıya kaçınca sözün bir değeri kalmıyor, her şey dalgaya alınmaya mahkûm oluyor.