#Okudum
#KitapYorum
#MuhabbetTılsımı
#HüseyinRahmiGürpınar
#İthakiYayınları
#Roman
#283Sayfa
Merhaba arkadaşlar,
Bugün sizlere Türk Edebiyatı Klasiklerinden, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın yazdığı, günümüz Türkçesine Bilal Acarözmen tarafından uyarlanmış, "MUHABBET TILSIMI" isimli romanla geldim. Kitap İthaki Yayınlarından çıkmış.
Zevksiz yaşıyorum. Tatsız tuzsuz. Kimse beni kandırmıyor. Beni kimse pastadan evlerle besleyip şişmanlatmıyor. Kazanlar hep bensiz kaynıyor. Ekmeklerden pusula yapsam; gelip biri bozmuyor. Kuşlar da mızıkçı değil. İstesem uçmayı, istesem kanatlarını bırakıp gidecek kuşlar. Ne bir kurt yoluma çıkan, ne pençe ne tüfek. Başlıklar hep kırmızı
"Bu yine kendini tutamadı. Ankara'dayız kardeşim. Ankara'ya deplasmana gelmişiz herhalde laf söyleyecekler. Sen gidip de on tane adamın içine nasıl dalarsın? Hangi akıl, hangi mantıkla?"
- "Maymunlar cenneti Bab-ı Âli'nin en mutena köşesinde, adinin beteri Müslüman geçinen bir ordu; yazarlar, şairler, romancılar, hikâyeciler, falan ve filân... Sadece Müslüman geçinenlere âit olmayan umumî hâl şudur: Burada biricik dâva ve mesele, bir götlük yer edinmek, cemiyete vermek değil, görünmek ve sebeplenmektir... "demek, şairlik, romancılık, yazarlık buymuş" diye de, onlara bakan, kendini onlara nisbet ederek, en küçük sermayeye malik değilken ortaya atılıyor, çığ gibi büyüyen bir ordu!.. Keyfiyetli azınlığın olmadığı yerde keyfiyetsiz çoğunluk ne hazin!.."
Bunca yıl bu gücenik macera beni tutuklu kılan
artık bu yaşa erdirdin beni,anladım
gençken almadın canımı,bilmedim
demek gökten ağsa bile tohum yürekten düşecekmiş
çünkü hataya bağışık büyük hatadan beri nezaret yer
çiğ tanesi sanmak ne cüret,gözyaşıymış
insanın insana raptolduğu cevher.
Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster,kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
Eğlenceli bir kitap. Senaryo güzel. Eski Türk filmleri tadında yani filmi çekilebilir :)
İsmi bir zamanlar Tatavla olan, Kurtuluş semtine hoş geldiniz. Büyük mağazaların sıralandığı Rumeli Caddesi’yle, fanfirikli Nişantaşı kafelerinin hemen üstünde yer alan Kurtuluş’ta, bir liracı, çiğ köfteci, turşucu, yufkacı, yorgancı, overlokçu, son ütücü, kısaca ne ararsanız vardır. Ramazan’da pide, Noel’de kurabiye, Paskalya’da çörek pişer burada. Bu semtin sayısız hikâyesi içinde en kalplere dokunanı ise Cemal, Süreyya ve Feza’nınkidir.
Tanıtımdan okurken çok eğleneceğinizi anlayın. iyi okumalar...
Türk kültürünün ekip çalışması yapma konusundaki en büyük engeli, güven eksikliğidir.“Güvenme dostuna,saman doldurur postuna", "Babana bile güvenme", "İnsanoğlu çiğ süt emmiştir”,"Akan suya inanma, eloğluna güvenme” gibi bir çok atasözünün yer aldığı Türk kültüründe yetişen bireylerin güven duymakta güclük çektiğini ortaya koyan araştırmaların sonuçları, hiç de şaşırtıcı değildir. Güven Endeksi'nde Norveç'in puani 65 iken Türkiye'ninki 6'dır.
Ercan Kesal ile önce nasıl tanıştığımı kısaca anlatmak ve o şekilde incelememe başlamak isterim :
bidünyakitapgrubu nun Ankara daki büyük toplantılarından bir tanesi idi ve Ankaralıların iyi bildiği Liman Kitap Cafe de bir buluşma ayarlamıştık. Bizim buluştuğumuz vip odasının yanındaki vip odasını da Ercan Bey e tahsis etmişler. İmza günü etkinliği
"İnsan bu dünyada aklı kadar yer kaplar." Sözüyle başlamak istiyorum .
Ne kadar derin ve anlamlı bir söz değil mi ? İşte Muazzez İlmiye Çığ da o kocaman aklı ve öğrenme aşkıyla Türkiye tarihinde çok önemli bir yere imza atmış.
1914 senesinde doğmuş ve 2024 Türkiye'sinde yaşayan dile kolay 110 yaş devirmiş , bir çok akademik ve sosyal kimliğe sahip bir cumhuriyet kadını . Hep okumuş , hep araştırmış, hep çalışmış... Mustafa Kemal Atatürk ' ün emanet ettiklerini fazlasıyla korumuş ve o yönde ilerlemiş ..
Bir insan , isimlerini bu kadar mı yaşatır ? Muazzez İlmiye Çığ. Her bir ismi tam manasıyla bu harika kadında vücut bulmuş ...
Bu kitap Muazzez Hanım 'in hap bilgileriyle dolup taşıyor . Özellikle biz kadınların okuyup notlar alması gerektiği kanaatindeyim .
Biz kadınlar hep güçlüyüz yeter ki kendi değerimizi önce kendimiz bilecek kadar kendimizi sevelim ...