YouTube kitap kanalımda Albert Camus'nün hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/-_X3xWwwAoA
Yönetmen Akira Kurosawa'nın yine yönetmen Ingmar Bergman'a bir mektubu vardır, o mektubun içerisinde şöyle bir kısım geçer:
"İnsan, bir bebek olarak doğar, bir çocuk olur,
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Okuyalı epey zaman oldu. Açıkçası bu kitabı incelemek isteği bu sitedeki incelemeleri okuyunca oluştu. İnceleyenlerin birçoğu uzun uzun açıklamak, örnekler vermek, neden desteklediğini anlatmak yerine adeta Muazzez Hanım’ın fanı gibi okunmalı, mükemmel şeklinde yorumlar yapıyor. O kadar garip, şişirilmiş inceleme
Esra Kurt kardeşimizin yaptığı ( #30997659 ) Mehmet Uzun etkinliği vesilesiyle yazılacaktır. Kendisine bu vesileyle teşekkür ediyorum. Böyle güzel bir etkinliği yapan yoğun duygulara sahip kendisi incelememizi okumasın. (Bu şaka tabi) :)
Bazı kitaplarda olduğu gibi biz de yazımızda bir
Son saniyede yetiştiğim Bulgakov etkinliği sayesinde hem Bulgakov'la hem de onun bu başyapıtıyla planladığımdan daha erken buluşma, tanışma fırsatı yakalamış oldum. Bu vesileyle etkinliğe katkısı olan herkese bir kez daha teşekkür ederim.
Eserle ilgili sitede çok nitelikli incelemeler yer aldığı için tekrara düşmekten özenle kaçınmaya
Bağımsızlığımızın Timsali olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!
* * *
“Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız.” 1923, Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Ercan Kesal ile önce nasıl tanıştığımı kısaca anlatmak ve o şekilde incelememe başlamak isterim :
bidünyakitapgrubu nun Ankara daki büyük toplantılarından bir tanesi idi ve Ankaralıların iyi bildiği Liman Kitap Cafe de bir buluşma ayarlamıştık. Bizim buluştuğumuz vip odasının yanındaki vip odasını da Ercan Bey e tahsis etmişler. İmza günü etkinliği
"Ben beş kitap yazdım, ama bana hepsi tek
kitapmış gibi geliyor " demiş Aleksiyeviç.
Ben de onlarca acı hikaye okudum ama sanki tek hikayeyi, tek kadını okudum.Ve ortak duygularını hissettim: Isdırabı.
KADIN
Çocukluğunda:
"Okulda bize ölümü sevmeyi öğrettiler. Falan
şey uğruna ölmeyi nasıl da
Bilmem…
Kim bilir kaç kişi, kendi gibi olamadı bu hayatta. Bilmem kaç kişi bir başkası gibi âşık oldu. Bir başkası gibi güldü, onun gibi sevdi. Bir başkasının acısını acı bildi, onun gözlerinden izledi dünyayı. Kendini hep bir başkasının hikâyesinde anlattı hep onun hikâyesinde dinledi.
Söyleyemediklerimiz bir başkasının dilinden
Bir ülkede kanunların, hakimlerin, mahkemelerin ve bunlar vesilesiyle yargılamaların olması; o ülkede, hukuk mekanizmasının yerinde işlediğinin kanıtı olabilir mi tek başına? Yapılan yargılama, baştan savma, yetersiz, yüzeysel, gizli kapaklı olursa o devlet göstermelik bir hukuk devleti olmaktan ileri gidebilir mi?
Adil yargılanma hakkı;
Gör Beni, Akilah Azra Kohen imzalı, ülkenin çok satan romanlarından birisi durumunda. Ben de romanı çok beğenen bir arkadaşımın “mutlaka okumalısın” tavsiyesiyle bu kitabı okudum.
Kitabın sitedeki puan ortalamasının çok iyi olduğunu görüyorum. Demek ki, iz bırakan, başarılı bir roman ya da en azından öyle düşünmemiz gerekiyor. Ancak benim için
TÜRKİYE'DE HER BİR İLİN KENDİSİYLE ÖZDEŞLEŞMİŞ 81 UNSURU...
1. ADANA - Adana Kebabı Pamuk
2. ADIYAMAN - Nemrut Dağı
3. AFYONKARAHİSAR - Afyon Kaymağı
4. AĞRI - Ağrı Dağı
5. AKSARAY - Ihlara Vadisi
6. AMASYA – Elma