Göbeklitepe’nin gizemi ile tekrar karşı karşıya geldiğimiz bu kitapta heyecanın ve gizemin, tutku ile harmanlanmış merakın bizleri nereye götüreceğini okuyacağız Şanlıurfa’nın mistik havasını bolca soluyacağız.
Profesör Gabriel, Almanya’dan Türkiye’ye gelmiş burada Şanlıurfa Üniversitesinde hocalık yapıyordu. Gabriel iki öğrencisi ile yakınlık kurmuş onlarla arkadaş olmuştu. Renan ve Pamir okul dışında da birlikte vakit geçirir ve Göbeklitepedeki kazı çalışmalarına katılırlardı.
Renan ve Pamir tatlı atışmaları eşliğinde geçen kazıda Renan ilginç bir şey bulur. Bulduğu kemik parçalarının yeni mi eski mi olduğunu bilemezler çıkartmaya çalışırken bu kemiğin elinde bir siyah kutu bulurlar.
Gizemli kutu ne işe yarıyordu kimse bilmiyordu. Ortada büyük bir gizem vardı ve arkeologlar bu gizemi çözmek için can atıyordu.
İlk hedefleri kemikler kime ya da neye ait onu öğrenmek ve levhadaki işaretlerin gösterdiği balıklı göle gitmek olacaktı. Profesör Gabriel, Renan ve Pamir kendilerini mistik ve gizemli bir yolculukta bulacaklardı.
“Bireysel bir kusur bile, kimi zaman toplum faciasına neden olabilir.”