Sezenin " ciğerim yanıyor bu defa başka " dediği yerdeyim.
Saymadım, saymadım sensiz geçen yılları
Ne inkar ne itiraf bu yalnızca sitem .
09.09
Yusuf Hayaloğlu;
Biri, saksımızı çiğneyip gitti.
Biri, duvarları yıktı,
Camları kırdı.
Fırtına gelip aramıza serildi.
Biri, milyon kere çoğaltıp hüzünleri
Her şeyi kötüledi,
Bizi yaraladı...
Biri şarabımızı döktü,
Soğanımızı çaldı.
Biri, hiç yoktan vurdu,
Kafeste garip kuşumuzu!
Ciğerim yanıyor,
Yüreğim kanıyor...
Solmasaydı gülümüz böyle!.
MÜTEHASSİS
Gidiyorum işte
Ne şafağın sökmesini beklerim
Ne de karanlığın keskin ucunu
Bırakıyorum işte
Doğduğum gün kadar ağlamamı
Öldüğüm gün kadar sevincimi
Nefesim mıh gibi saplanıyor yüreğime
Bir ateş gibi yanıyor ciğerim
Kışın merhametsiz soğuğu gibi
Vuruyor yüzüme keskin keskin
Acıları..
Yazın amansız sıcağı gibi
Damlıyor bedenimden tek tek
Hüznüm ve kederim..
D.K.
“Biri saksımızı çiğneyip gitti
Biri duvarları yıktı, camları kırdı
Fırtına gelip aramıza serildi
Biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri
Her şeyi kötüledi, bizi yaraladı
Biri şarabımızı döktü, soğanımızı çaldı
Biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu
Ciğerim yanıyor, yüreğim kanıyor
Olmasaydı, olmasaydı sonumuz böyle
Birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş
Aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe
Hep aynı yerde karşılaşırdık, tesadüf bu
Birer tomurcuktuk hayatın kollarında
Birer çiğ damlasıydık bahar sabahında, gül yaprağında
Dedim ya, hiç yoktan susturuldu şarkımız
Yüreğim kanıyor, yüreğim kanıyor
Bitmeseydi, bitmeseydi bizim öykümüz böyle”
Yusuf Hayaloglu / Ahmet Kaya
Biri, saksımızı çiğneyip gitti.
Biri, duvarları yıktı,
Camları kırdı.
Fırtına gelip aramıza serildi.
Biri, milyon kere çoğaltıp hüzünleri
Her şeyi kötüledi,
Bizi yaraladı... Biri şarabımızı döktü,
Soğanımızı çaldı.
Biri, hiç yoktan vurdu,
Kafeste garip kuşumuzu!
Ciğerim yanıyor,
Yüreğim kanıyor
O olmasaydı sonumuz böyle...