Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
✏Bir kitap düşünün. Hem tarihi bu kadar masalsı bir şekilde anlatsın hem acaba daha ne gelebilir ne olabilir dediğiniz an farklı bir zeka oyununa farklı bir maceraya yöneltip keşke bende o zamanda yaşayıp olaylara tanıklık edebilseydim dedirtsin hemde ne zaman başlayıp ne zaman bitirdiğinizi farkettirmesin. İşte Semerkant böyle bir eser. Okuyup
“İçindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu. Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni hayata doğru yürüyecekti..”
Kitabın bu son cümlesi, Kuyucaklı Yusuf’un baştan sona tüm hayatını, tüm psikolojisini anlatır aslında. Hayatının başında, daha çocukken anasının ve babasının gözünün önünde
İnsan için şeker, pek kıymetli bir gıdadır ama onun öküzle eşeğin yanında kılca kıymeti yoktur. Çünkü ne eşeğin ne de öküzün damağında şekerden tat alacak bir kabiliyet bulunmaz. Layık olmayana verilen nimet de eşeğe şeker sunmaya benzer. Demek ki herkesin zevki ve hoşnutluğu kendi kabınca kabiliyetincedir.
Hak Teala bize hem irade hem çeşitli imkanlar vermiş ve bu imkanların kullanılması konusunda bizi serbest bırakmıştır. Şüphesiz o şerre razı değildir ama intihan sırrınca kulun iradesine de dilemedikçe müdahale etmez.
Çevremizdeki her insana iyi hasletler yakıştırmalı, söz ve davranışlarımızla onlara iyi olduklarını telkin etmeliyiz. Zira insanlar zamanla kendilerine biçilen rolü benimserler ve o doğrultuda hareket ederler. Bir suçlu bile kendisine namuslu bir insan muamelesi yapıldığında çok zaman bu güvene layık olmaya gayret eder.