Trendeki Yabancılar
PATRICIA HIGHSMITH
Seviye 4
Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı
Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter
Pearson Education Limited
Edinburgh Gate, Harlow,
Essex CM20 2JE, İngiltere
ve dünya çapında Bağlı Şirketler.
ISBN 0 582 41812 7
Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu
uyarlama ilk olarak
Tanıştığım insanın kitap okuma alışkanlığına bakmak sana önemli bilgiler verecektir muhakkak. Kitap okuyor mu, Okumuyor mu? Okuyorsa hangi kitapları tercih ettiğine bak. Ne sıklıkta okuduğuna bak.
"İyi insan olmak iyi meslek sahibi olmaktan önce gelir. Aydın toplumlarda kişiliği zayıf insanlar asla güç sahibi olamaz, kimseye zarar veremez. Ama eğer toplum cahilse zayıf insanlar kolayca güç sahibi olabilir ve o zaman adalet ortadan kalkar. Cehaletle güç ateşle baruta benzer, asla yan yana gelmemeli yoksa felaket olur. Hayatım boyunca
“Hayat bisiklete binmek gibidir. Dengede kalmak için, hareket etmeye devam etmen gerekir.” Albert Einstein, Bilim İnsanı
“Bisiklet turu dediğin, mutsuzluktan kalkan bir uçuştur.” James E. Starrs, Bilim İnsanı
“Bir bisiklet alın. Kesinlikle pişman olmazsınız, şayet yaşarsanız.” Mark Twain, Yazar
“Keyifsiz olduğunda, günün karanlık göründüğünde,
SPOİLER ve kendi düşüncelerim.
1.alıntı
'Kazandıklarımın bir bölümünü kendime saklamaya karar verdiğim zaman zenginliğe giden yolu buldum. Sen de bulacaksın.'
"'Ama kazandıklarımın hepsi zaten benim değil mi?' diye sordum.
"'Hiç de değil,' diye yanıtladı. 'Terziye para ödemiyor mu sun?
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
Yazarın kitabı yazma amacı öğrenmemizi istediği 21 kuraldan ibaret aslında ve bu kuralların her biri altın değerinde diye düşünüyorum. Başlıklar kurallardan oluşuyor ve daha rahat anlayabilmemiz için verdiği kuralın içeriğini anlattıktan sonra hikayelerle taçlandırarak daha açık ve anlaşılır hale getirmiş.
Mevlana eğer çağımızın insanları için elzem şekilde lazım gelen 21 tane kural hazırlasaydı, bunlar acaba neler olurdu diye düşünüp bu konu üzerine yaptığı derin bir meditasyondan, tefekkürden sonra tam 30 tane kural saptamış. Sonra bunları 21’e indirerek okuyucuyu bıkmadan, usandırmadan kitabı tamamlıyor ve kalınlığı çok ideal. Her eserinde olduğu gibi bu kitabında da en çok sabrın, sakin kalmanın ve olaylara vereceğimiz tepkilerin minimum düzeye indirilmesini tavsiye etmiş. Çünkü ne yaşarsak yaşayalım bizim tavrımız sonucunda büyük değişimler elde edemeyiz ve yaşanmıştır artık geçmişi değiştiremeyiz. Bu yüzden önemli olan yaşanmışlıkları olgunlukla karşılamaktır.
Sadece yetişkin insanların değil küçük yaşların da rahatlıkla sıkılmadan okuyabileceği şahane bir eser olmuş. Bu yüzden okumak isteyen herkese tavsiye ediyorum.
Küçük bir fare büyük bir devenin yularından tutmuş, kurula kurula gidiyordu. Deve, kendi huyu, uysal tabiatı yüzünden, onunla yol alıp giderken fare, kendi küçüklüğünü göremeden: ''Meğer ben ne müthiş bir pehlivanmışım, develeri sürükleyebilecek bir yiğitmişim!" diye böbürleniyordu. Gide gide bir nehrin kenarına geldiler. Nehri
_İnsan kendi karakterine bakarak Tanrı'yı yaratmıştır. Üstün gördüğü özellikleri Tanrı'da görmek hoşuna gider. İğrenç özelliklerini de Şeytan'a yüklemiştir.
_Bir tanrıbilimcinin, dincinin doğru diye duyduğu, yanlış olmak zorundadır: bu bir doğruluk ölçütü neredeyse. Savaş açtığım bu tanrıbilimci içgüdüsüdür: her yerde buldum onun
_Evrimsel Psikoloji_
_Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor.
_Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
İşlerin ters gitme ihtimali varsa, mutlaka ters gider. Kaan buna "Murphy Kanunları" diyor. Annemse "Besmelesiz çıkıyon evden ondan oluyo, sağ ayağınla çık şu evden" diyor. Babam da "Genze kadar çekçeğin suyu, geniz önemli" şeklinde yaklaşıyor meseleye. Erdal Abi "İşlerin ters gitme ihtimali mi varmış? Olmaz! Gidemez! İşler ters giderse n'aparım ben? Batarım yauğ. Kimden duydun? İşimi baltalayacak adamın ben ta..." şeklinde uzatıyor. Yavuz Abi "İşler ters giderse yapacağın tek şey var: Topuk topuk topuk" diye akıl veriyor. İsmail Abi de "İş mi? Ne İşi? Yol-yemek-sigorta varsa çalışırım hacı" diye baştan aşağı yanlış anlıyor meseleyi. Bense kısaca "İşte hayatım" diyorum.
_Küçük kılıbık adam. Korktuğun için bağırıyorsun.
_Ben kim oluyorum ki kendi görüşüm olacakmış. reis ne derse o’dur.
_Düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç?
_20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca dini sözlerini tekrar söylüyorsun.
_Beni ahlaksızlıkla suçlarken doğrudan
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır.
_Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Çok istediğin bir şeyin o an olmaması ve günü geldiğinde ihtimal payı bile bırakılmadan olabilir olmasıyla körelen hislerin verdiği bir savaş.
Biten bir savaş..
Hevesle başlanılan bir yolu yalnız başına geri dönmek mecburiyetinde bırakılabilirsin.
Hiç önemli değil biliyomusun?
Sen bazen sona yaklaştığını zannedersin hayallerine ulaştığını düşünürsün ama ya yol yanlıştır yada yol arkadaşı ve bı şekilde düşündüğün gibi olmaz ya işler Allah seni uçurumun kenarından tutup başa çeker bu yolu yeniden inşa etmeni ister. Kendine zaman tanı, sevgiyle ilerleyebilebilecegin bir kalbi yoruluncaya kadar ara bulduğunda sağlam adımlarla çık yola. Acele etme zaman herkes için farklı ilerler heybenden duayı eksik etme ve Allah'ın seni kurtardıklarına geri dönme.💐
«Hanımlar, efendiler, bu son yılların devrimci yaşayışında, ağır fedakârlıklarla dolu mücadele yaşayışında, ulusu ölümden kurtararak kurtuluşa ve bağımsızlığa götüren kararlılık ve çalışma yaşayışında, ulusun her bireyinin çalışması, çabası, yardımı geçmiştir. Bu arada en çok sük- lanla anmak ve yinelemek gereken bir yardım vardır ki o da