"Elestü bi rabbiküm" "Kâlû bela" Ben sizin rabbiniz değil miyim? Evet! Ya Rabbi Söz verdik ya, sözünde dur artık. "Belâ" dedik, belâ bizimle birlikte geldi dünyaya, bela sız gün yok. Bekleme... Olmayan bir şeyi beklersen üzüntü çekersin. Son durak cennet. Eee, bilette öyle yazıyor. Elestü meclisinden çıktık, cennete doğru gidiyoruz. Çıkış belli, varış belli. Kim demiş meçhul asker? Yapt tığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli.
Çıkış belli varış belli Kim demiş mechul asker Yattığı toprak belli tuttuğu bayrak belli...
Reklam
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Çıkış belli, varış belli. Kim demiş meçhul asker? Yattığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli.
Sayfa 47
Şâhidî derd ü belâdır şâhid-i aşk u velâ Sebt-i da'vâ etmeye bürhâna gelmişlerdeniz Bunu yazan adam eminim ciddi bir şey söylüyor: “Biz” diyor “Cenab-ı Hakkın ruhlara ilahi aşkı sunduğu o günde aldığıma aşk ile sarhoş olup öyle yola çıktık.” “Elestu bi rabbiküm.” “Kalu belâ.” Ben sizin rabbiniz değil miyim? Evet! Ya Rabbi. Söz verdik ya, sözünde dur artık. “Belâ” dedik, belâ bizimle birlikte geldi dünyaya, belasız gün yok. Bekleme... Olmayan bir şeyi beklersen üzüntü çekersin. Son durak cennet. Eee, bilette öyle yazıyor. Elestü meclisinden çıktık, cennete doğru gidiyoruz. Çıkış belli, varış belli. Kim demiş meçhul asker? Yaptığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli. Ancaaak... Aşıklık adamlık “bela” dostluk için şahit lazımmış, delil devşirmek lazımmış ki o şahit delil bela çekmekle oluyormuş. Adı geçen bela ise dünyada bulunuyormuş, o yüzden dünyaya şöyle bir uğradık, işimizi halledip gidecegiz. Toplayın bavulları tren kalkıyor.
344 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
O kıymalı pidenin kokusu hep burnuma geldi!
Sıradan insanların, basit bir şehirdeki karmaşadan uzak sade yaşamlarının anlatıldığı bir roman. Yazar roman formatında bir anlatım sunarken, arada şehri detaylı bir şekilde tanıtmayı ihmal etmiyor. Hatta çıkış noktasından varış noktasına kadar o kadar çok mahalle, cadde, sokak ismi veriyor ki, bu bir süre sonra okuyucuyu yormaya ve sıkmaya
Uzun Çarşı Hatırası
Uzun Çarşı HatırasıOsman Girgin · Yazarın Kendi Yayını · 20141 okunma
Reklam
“Elestü bi rabbiküm.” “Kâlû belâ.” Ben sizin rabbiniz değil miyim? Evet! Ya Rabbi. Söz verdik ya, sözünde dur artık. “Belâ” dedik, belâ bizimle birlikte geldi dünyaya, belasız gün yok. Bekleme... Olmayan bir şeyi beklersen üzüntü çekersin. Son durak cennet. Eee, bilette öyle yazıyor. Elestü meclisinden çıktık, cennete doçru gidiyoruz. Çıkış belli, varış belli. Kim demiş meçhul asker? Yapttığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli.
288 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın romanları daha çok bilinir; ben de romanlarını okumakla başlamıştım. Bu kitabını biraz geç gördüm. Bu kitabında da bilgiyi verirken bir roman kadar akıcı bir şekilde vermiş gerçekten. Yeni bilgiler, orjinal tespitler ve özgün bakış açılarından dolayı da böyle düşünüyor olabilirim. Fatih hakkında verdiği bilgiler bir yana Fatih'e bakış açısı gerçekten saygıdeğer yazarın. Herkesin kafasında belli bir Fatihi vardır ama herkesin kafasındaki Fatih 'en az' yazarın bu kitabında resmettiği şekilde olmalıdır diye düşünüyorum. Bu kitabın ilk bölümüydü ve sadece bu bölüm için bile bu kitabı okurum demiştim; ama sonra devamında da çok orjinal konulara temas ettiğini gördüm. Shakespeare ve Türkler konusunu ve Dante ile İslamiyet bağlantısını çok güzel analiz etmiş incelemiş. Çok zevk aldım okurken. Yine Marco Polo ve Osman Bey dönemine gidip dönemi çok güzel analiz etmiş ve anlatımıyla Osman Bey'in önünde bir kere daha saygıyla eğmiş okuru. Kitaptaki konuların çoğunun çıkış ve varış noktası Doğu-Batı çekişmesi ve Batıyı batı yapanın Doğu olması. Yazar savunduğu bu düşünceyi gerçekten sadece yüzeysel örnekle değil derin bir incelemeyle savunmuş. Ve okura akıcı bir anlatımla anlatmış. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Kayıp Tarihin İzinde
Kayıp Tarihin İzindeBeyazıt Akman · Kopernik Kitap · 2017629 okunma
375 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
#Okudum #KitapYorum #KesikHatıralar #AshleyWinstead #Roman #TürGerilim #SoysalYayınGrubu #375Sayfa
Kesik Hatıralar
Kesik HatıralarAshley Winstead · SMS Yayınları · 202313 okunma
Alibaba'nın bu sayısı ile Markopaşa'nın 1.dönemi kapanacaktır. Bir yılı az geçen bu dönemde Markopaşa 23, Merhumpaşa 4 , Malumpaşa 5 ve Alibaba 4 sayı çıkabildi. 55 haftanın 36'sında çıktığına göre, 19 hafta gazete engellerle karşılaştı, yayımlanamadı. Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de içeriye girdi. Gazete üzerinde hükumetin, sıkı yönetimin,
Reklam
“Elestü bi rabbiküm.” “Kâlû belâ.” Ben sizin rabbiniz değil miyim? Evet! Ya Rabbi. Söz verdik ya, sözünde dur artık. “Belâ” dedik, belâ bizimle birlikte geldi dünyaya, belasız gün yok. Bekleme... Olmayan bir şeyi beklersen üzüntü çekersin. Son durak cennet. Eee, bilette öyle yazıyor. Elestü meclisinden çıktık, cennete doçru gidiyoruz. Çıkış belli, varış belli. Aşıklık adamlık “vela” dostluk için şahit lazımmış, delil devşirmek lazımmış ki o şahit delil bela çekmekle oluyormuş. Adı geçen bela ise dünyada bulunuyormuş, o yüzden dünyaya şöyle bir uğradık, işimizi halledip gideceğiz.