doğa çocuklara, küçük olmanın getirdiği baskıları atlatabilmelerine yardım eden büyük bir duygusal esneklik veriyor ama yine de bu baskılar onların hafiften ruh hastası yetişkinlere, bir zamanlar sahip olmadıkları ya da (daha yaygını) kendilerini kurtarmak için çıldırıp tüm gücü ele geçirmek için deliren yetişkinlere dönüştürüyor.
Sayfa 96 - İthaki ModernKitabı okudu
“Kitaplar işe yaramaz. İnsanın can yoldaşına ihtiyacı var.” Sızlanırcasına, “İnsan çıldırır kimsesi yoksa,” dedi. “Kim olduğu hiç önemli değil. Yeterki seninle olsun. Bak, dinle beni,” diye bağırdı kendini tutamayıp; “ insan çok yalnız kalırsa tozdur, hasta!”
Reklam
Doğa çocuklara, küçük olmanın getirdiği baskıları atla­tabilmelerine yardım eden büyük bir duygusal esneklik veriyor ama yine de bu baskılar onların hafiften ruh hastası yetişkinlere, bir zamanlar sahip olmadıkları ya da (daha yaygını) kendilerini kurtarmak için çıldırıp tüm gücü ele geçirmek için deliren yetişkinlere dönüştürüyor.
“Kendini geri planda tutan, kararlarını tek başına alan yumruk gibi sert bir kişilik, size kararını aniden bildirir ve o andan itibaren geri dönüşü yoktur, asla bir açıklama yapmaz ve bir felaketle karşı karşıya olsanız bile, oturup ağlamaktan başka bir şey gelmez elinizden..”
Şimdi tüm dürüst insanlar çıldırmış durumda. Yalnızca, vasat ve yeteneksizler yaşamdan keyif alıyor.
Sağduyu der ki servetimizi yitiririz, üzülür ve ağlarız; bir ayı ile karşılaşırız, korkar ve kaçarız; bir hasım tarafından hakarete uğrarız, kızar ve vururuz. Burada savunulacak önsav der ki şeylerin bu sırası yanlıştır, bir ansal durum dolaysızca başkası tarafından yaratılmaz, ilkin araya bedensel belirişler yerleştirilmelidir, ve daha ussal bildirim ise ağladığımız için üzüntü duyduğumuz, vurduğumuz için kızdığımız, titrediğimiz için korktuğumuzdur, sırasıyla üzgün, kızgın ya da korkmuş olduğumuz için ağladığımız, vurduğumuz ya da titrediğimiz değil.
Sayfa 140 - İdeaKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.