Türk Edebiyatının gelmiş geçmiş en iyi 100 yapıtını sizin için derledik..
1. İnce Memed, Yaşar Kemal
2. Tutunamayanlar, Oğuz Atay
3. Saatleri Ayarlama Enstitüsü, A. Hamdi Tanpınar
4. Huzur, A. Hamdi Tanpınar
5. Kara Kitap, Orhan Pamuk
6. Bereketli Topraklar Üzerinde, Orhan Kemal
7. Aylak Adam, Yusuf Atılgan
8. Aşk-ı Memnu, Halit Ziya Uşaklıgil
9.
Her yöne doğru atılmış bir çığlık gibi Tezel'in "utanıyorum"u. Koskocaman bir solukta ordan boşalan yere, kendi içine büzülüyor. Islak bir kedi örneği büzülüyor. Sonra ansızın dikleniyor. Kahvaltı artığı balrengi gözlerinde çılgın bir ışık yanıyor.
"Ama" diyor Tezel, "sesindeki bu tınlama yapaysa ve yeniden sınayıcı kesilirse en büyük düşmanın olabilirim."
İçerek içmeyerek; intiharın değil, sessiz bir ölümün değil, çıldırının-işte o, yaşama dalmış çıldırının-eşiğinde bir Tezel görüyorum. Ürperiyorum.
Neyse ki yaram hep usul usul kanıyor. Beni o ısıtıyor.
Evliliğimizin, benim için bir söz hakkım olmadan, bir iş anlaşması olarak düzenlenmiş olması umurumda değildi. O benimdi ve onu benden uzak tutmaya çalışan her şeyle ve herkesle savaşırdım, bu kişi bizzat Mikhail'in kendisi olsa bile.
Mutlu haftalar olsun hepimize. Haftaya çok severek okuduğum #kusursuzcakusurluserisi nin ikinci kitabı
İki Entrika Bir Düğün kitabını okuduğum günden beri, okumak için sabırsızlandığım ve sonunda okumayı başardığım
Aşkın Adı kitabının yorumu ile sizlerleyim… ;)
İki Entrika Bir Düğün kitabından tanıdığımız, İsmail’in çılgın kuzeni Esra’nın, İsmail’in en yakın dostu Yahya’ya aşık olduğunu hissettiği an, aşkına karşılık bulmak için
Benim anlamadığım, yayınevlerinin bu kitabı çocuk klasikleri arasında değerlendirmesi. Böyle çocuk kitabı olur mu ya? Sonunu da mutlu sonla değiştirmişlerse hiç şaşmam doğrusu. Ciddi ciddi trajedi var burada.
Önce olumsuz taraflarından bahsedelim.
Kızkardeşim de okumayı sever, benden çok sevmesin. Sefiller'i öve öve bitiremedim ona. Ama başladı,
Bir zamanlar, bisikletini çok hızlı süren bir kız vardı,
öyle hızlıydı ki yanınızdan geçerken onu zar zor görebilirdiniz.
Anne ve babası "O kadar hızlı gitme, Alfonsina!" diye bağırırlardı.
Çok geç! Vın diye geçip giderdi.
Evlendiğinde, ailesi şu çılgın bisikletçi olma fikrinden
en sonunda vazgeçeceğini düşündü. Oysa düğün
#agustosayındaokuduklarım
Şu Çılgın Türkler 10/10
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi 6/10
Lyon'da Düğün 6/10
Beyaz Gemi 7/10
Osmanlı Tarihinde Efsaneler Ve Gerçekler 7/10