> İncelememi kaleme aldığım bu günün, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız ve güzel bir tesadüf olmasının vermiş olduğu keyifle başladım incelememe. Evet, gene geldik bir kitabımızın sonuna ve biz gerçek okurlar için sondan sonra olan en güzel kısmına. Güzel kısmına diyorum çünkü her okur okuduğu kitaba dair düşünce ve görüşlerini katarak iyi bir
Bir kitap, içimizdeki donmuş denize inen bir balta gibi olmalı
Franz Kafka
Ne baltası bu mektuplar içime oturdu, kalkmıyor.
Aşk, gurbet, evlat sevgisi, yokluk, hayata tutunma çabası, erkenden kayıp giden bir değer. İçime dokunan -yani diğerlerine göre daha çok dokunan- iki nokta
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Ben ilk kez ilk okul öğretmenime aşık oldum sonra bir sınıf arkadaşımı sevdim gibi bişe oldu lisede bir delikanlı sevdim ilk aşkımdı. Evlendik. Hatta çocuk da yaptık. Cinsiyetini bile bilmeden doğuma girdim ama ben hissediyordum oğlandı, ona o kadar bağlanmıştım ki karnımdayken herşeyimi anlatıyor, müzik dinletiyorum, odasını kitaplarla
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
"Bana çılgın diyorsun, seni sevdiğim için.Yanılıyorsun, sevmek çılgınlık değil. Sevmek insan tarafımızı bulmamızdır bence. Biraz da yaklaşmamızdır tanrıya zaman zaman.."
Uzaktan seviyorum seni
Kokunu alamadan,
Boynuna sarılamadan
Yüzüne dokunamadan
Sadece seviyorum
Öyle uzaktan seviyorum seni
Elini tutmadan
Yüreğine dokunmadan