216 syf.
3/10 puan verdi
·
99 günde okudu
Hayal kırıklığı
1. ve 2. kitaplarını bayıla bayıla okumuştum.Hala daha arada elime alır karıştırırım. 3. bölümünün de yayınevinden çıktığını öğrenince hemen aldım. Ama sonuç müthişşş bir hayal kırıklığı. Bunda asla içine çekmedi. Yarısından çoğu Amerika'nın tarihi ile ilgili savaş olsun politika olsun hep siyaset. Sonlara doğru ölüm konusu yer ediniyor. Hadi dedim belki sonunda çok güzel sözlerle karşılaşacağım. Olmadı maalesef. Tavsiye etmiyorum.
Çimen Yaprakları - III
Çimen Yaprakları - IIIWalt Whitman · İş Bankası Kültür Yayınları · 20238 okunma
Sana yeminle söyleyeyim, sözcüklerin anlatamayacağı kadar güzel, tanrısal şeyler vardır.
Sayfa 66
Reklam
Ey ölüm! Ah her şeye rağmen yine de seninim, şu göze görünmeyen anda zapt olunmayan sevgimle,
Demek bu, hayat denen şey, Demek o kadar sancıdan, kıvranmadan sonra yüzeye çıkan şey bu.
Ey aşk ve yaz, düşlerde ve içimdesin.
Sayfa 191 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ey yiğit ruhum! Ah daha uzaklara, daha uzaklara aç yelkeni! Ey gözü pek ama güvenilir neşe! Tanrının denizleri değil mi hepsi? Ah daha uzaklara, daha uzaklara, daha uzaklara aç yelkeni!
Sayfa 181 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reddedilmeyen sevgi, neyin gerçek olduğunu hissediş, her şeye rağmen ya gerçek olmadığı ortaya çıkarsa düşüncesi, Gündüzün ve gecenin şüpheleri, bir şeylerin olup olmadığı ve nasıl olduğu merakı, Görünenin sahiden öyle mi olduğu, yoksa hepsi hepsi bir parıltı ve bir zerre mi olduğu?
Sayfa 119 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sadece onlar anlar kendilerini ve kendi benzerlerini, Nasıl sadece ruhlar anlarsa ruhları.
Sayfa 13 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Derken ayağa kalktım, sessizce ayrıldım oradan bir başıma, Gecenin gizemli nemli havasında zaman zaman, Baktım mükemmel bir işsizlik içinde yıldızlara.
Sayfa 13 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mendil işlemek. Çiçek düzenlemek. Her Allah’ın gününün çalar saatle başlayıp televizyonla sona ermediği yerler. Çocuk bu evleri düşlemişti, her evi, her odayı, her şömine rafının süslü kenarını hayal ediyordu. Parke döşemelerin şekillerini. Hiç yoktan uyduruyordu. Sabit lambaların veya muslukların kıvrımlarını. Resmedebileceği kiremitleri. Geceleri geç saatte hayal ediyordu bunları. Bütün duvar kâğıdı desenlerini. Tüm padavraları, merdivenleri ve olukları pastel boyalarla çiziyordu. Mumboyalarıyla boyuyordu. Tüm tuğla kaldırımların ve çalı çitlerin eskizini yapıyordu. Kırmızı ve yeşil suluboyayla içlerini boyuyordu. Onları gördü, resmetti, hayalini kurdu. O denli istedi bu evleri. Eline bir kalem alıp tutabildiği ilk andan itibaren böyle şeyler çiziyordu. Kafatası kuzeye, kuyruğu güneye bakan şu balığı gözünde canlandır. Omurgasında doğu ve batı yönünde çizilmiş on altı tane kaburga kemiği var. Kafatası köy meydanı, ağzı ise feribotların yanaşıp uzaklaştığı iskele. Balığın gözü adadaki oteldir ve çevresinde manav, nalbur, kütüphane ve kilise bulunur. Karlı çıplak ağaçların bulunduğu sokaklar çizdi. Her biri ağaçlara yuva kurmak için çimen ve çam yaprakları toplayarak geri gelen kuşlar çizdi. Sonra insanlardan daha uzun, çiçek açmış yüksükotları. Sonra onlardan daha da uzun ayçiçekleri. Sonra da yaprakları aşağıya sarkmış ve meyvelerini yere dökmüş ceviz ve kestane ağaçları çizdi. Her şeyi apaçık görebiliyordu. Tüm evlerin tüm odalarını çizebiliyordu. Ve bu adayı hayal ettikçe, gerçek dünyayı daha az sever oldu. İnsanları hayal ettikçe, gerçek insanlardan daha az hoşlanır oldu.
onlar gerçeklerle yaşıyor, sen hayallerle. sen bir evin şifalı bitki bahçesini çizerken biberiye ve kekiğin kokusunu duyabiliyorsun.
Reklam
Bir kere tamamen köleleşti mi, yeryüzünde hiçbir millet, devlet, şehir bir daha geri alamaz özgürlüğünü.
Sayfa 14
Üzülerek söylüyorum ki bir iki yer hariç kitabı hiç beğenmedim :(
Birazcık otur evlat, Bak yemek için bisküvi var, içmek için de süt, Ama uyuyunca ve canlanınca yeniden güzel giysiler içinde, öpeceğim seni bir elveda öpücüğüyle ve açacağım kapıyı çıkıp gidebilesin diye.
Sayfa 110Kitabı okudu
Acıları bir giysi gibi geçiriyorum üstüme, Yaralı insana nasıl olduğunu sormuyorum, Ben kendim yaralı oluyorum onu görünce..
Git, anlayamayacağın şeylerle uyut kendini, yumuşak seslere gömül. Ben ninni söylemiyorum, sen hiçbir zaman anlayamazsın beni.
Katil ya da barmen ya da yazar, ne olduğunun önemi yoktu; kaderi hepimizin ortak kaderi, onun sonu benim sonumdu; ve bu gece, pencereleri kararmış bu kentte onun ve benim gibi milyonlarca insan vardı; ölmekte olan çimen yaprakları kadar ayırt edilemez milyonlarca insan.
Sayfa 114Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.