Mukan Kağan, amcası İstemi Yabgu ile birlikte Gök Türk Devleti'ni siyasi ve askeri açıdan çok ileri bir düzeye taşımıştır. İpek Yolu'nu elinde bulunduran Ak Hun Devleti'ne karşı Sasanilerle iş birliği yaparak, bu devletin yıkılmasını sağlamıştır. Ancak Sasanilerin Ipek Yolu ticaretini engellemeye başlaması üzerine Bizans'a elçi göndermiştir. Bizans'ın da Gök Türk Devleti'ne elçilik heyeti göndermesi üzerine iki devlet arasında anlaşma sağlanmıştır. Tarihte, Türk-Bizans ilişkileri ilk kez Gök Türkler Dönemi'nde başlamıştır. Çin kaynakları Mukan'ı çok heybetli tasvir etmiştir. Uzun boylu, geniş omuzlu ve kan kırmızısı geniş bir yüzü vardı. Çinlilere göre gözleri çok parlak olup ışık saçan bir çift cam gibiydi.
Sayfa 41 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Agarta-Şambala, Anunnaki, Elohim
_Agarta, tanrısal üstün ırk Aryanların yaşadığı iddia edilen yer altı imparatorluğudur. Başkenti ise Şambala’dır. Agarta iyiliği, Şambala kötülüğü temsil eder. Dünyada yaşanan tüm olayların Agarta-Şambala mücadelesinden ibaret olduğu iddia edilir. Agarta, teozofik ve ezoterik kaynaklara göre önceki devrenin sonlarına doğru Mu ve Atlantis' ten
Çin kaynaklarında M.Ö.'ki Hunlardan beri Türk devletlerinde, idareyi tanzim etmek, dış ilişkileri düzenlemek gibi vazifeler gören Türk "bakan"
("ministre")larından sık sık bahsedilmiştir. Asya Hunlarında, daha ziyade,
tanhu ailesi ile sıhriyetli (evlenmeler yolu ile akraba) Hu-yen ailesi mensuplarının tayin edildiği bildirilen "başbakanlık" makamı ile bakanlar (Hun dilinde: Ta-chü-ch'ü, ta-ch'en ve ku-tu-hou'lar) bulunuyordu.
Tabgaç devletinde bir "bakanlar kurulu" vardı. Avrupa Hun imparatorluğunda ünlü devlet adamı Onegesios (Türkçe aslı On-iki veya Onügez) herhalde başbakan durumunda idi; zira 448'de Bizans'ın barış teklifleri onun başkanlığındaki bir kurul (Priskos'a göre "Logades"="seçkinler meclisi") tarafından görüşülüp incelenerek varılan sonuç Attila'ya arzolunmuştu.
Türk devletlerinde hükumet üyelerinin sayısı tabiatİyle zaman zaman değişmekte idi. Fakat Gök-Türk ve Uygur hakanlıklarında hükumetierin 9'ar bakandan kurulu olduğu Çin kaynaklarındaki kayıtlarda belirtiliyor.
Sayfa 254 - Ötüken Yay.Kitabı okudu
MÖ 33 ile MS 11 arasında Çin Hun ilişkileri hiçbir zaman olmadığı kadar dostça gerçekleşmiştir.
Sayfa 69 - bilge kültür sana yayınevi - bölüm 3: hunların dünyası/bozkırda ilk devlet modeli , 3.25 hediyelerin hun ülkesine yağması (hun-han baharı)
İmparator Wu'nun Hun merkezli dış siyasetinin doğudaki ucu Kore'ye dayanıyordu. Buna göre MÖ 128'de bugünkü Kuzey Kore taraflarına bir ordu gönderdi. Esas maksadı Hunları doğudan sıkıştırmak olan bu harekât bir neticeye ulaşmadı. 20 yıl sonra MÖ 108'de bu kez daha kalabalık olarak yola çıkan ordu geniş bir bölgeyi işgal etti ve orada dört komutanlık (özel idare bölgesi) kurdu. Zaman zaman Koreli Goguryeo ve Buyeo devletleri hücumlar yapsalar da Çin bölgeden kopmadı ve orayla iyi ticaret ilişkileri geliştirdi.
Çin, MÖ 135'te güneyde bugünkü Fujian'de Minyue Beyliği'nin saldırılarına karşı Zhao Beyliği'ni destekledi. MÖ 111'de Çin orduları ve filoları Nanyue Beyliği'ni işgal ettiler ve ardından bugünkü Guangdong, Guangxi, Hainan Adası ve Vietnam'ın kuzey toprakları Çin kontrolü altına girdi. Yine MÖ 109'da Yunnan'daki Dian Beyliği Çin'e bağlandı.
Han Hanedanlığı Güney Çin'de hâkimiyet kurduktan ve Türkistan'da kontrolü sağladıktan sonra İran ve Türkistan'ın Hindistan ile mevcut olan ticaretinden pay almak istedi. Çinliler Yunnan'dan Hindistan'a doğru ilerlemek istediyseler de başarısız oldular. Bununla beraber Çin'in ilerideki Hindistan siyasetinin temelleri bu dönemde atıldı.
Sayfa 75 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Hunların tarihini sadece Asya Hun ve Avrupa Hun İmparatorluğu olarak bilir, M.S 20-30larda tarih sahnesinden çekildiğini bilirdik. Ancak bu kitap Hunların adeta iliklerine kadar girip en ince ayrıntılara kadar Çin kaynaklarına dayanarak vermiş. Sonuçta hunların siyasi varlığını şehir beylikleri, küçük boy devletleri olarak M.S 450 lere kadar devam ettirmiş. Hunlar bazen bölünmüş, bazen yıkılmış boy halinde yaşayıp tekrar devletleşmiş bazen Çin vassalı bazende Çini kendi vassalı yapmış. Hunlarla Çinlerin ilişkileri M.Ö 2000lerden M.S 500lere kadar sürmüş, bu süre zarfında hem savaşmışlar hemde akraba olmuşlar. Ne yazıkki hunların güçden düştüğü dönemlerdede binlerce Hun Türkününde çinleşip asimile olduğu olmuştur. Ama daha sonra toparlanıp çine üstünlük kurmayıda başarmışlardır. Öyleki M.S 316 da Güney Hun hakanı Çin başkentini fethederek Çinde hun asıllı haneden kurarak tüm Çini yönetmiştir.
Tabi daha önce bildiğimiz (Teoman,Metehan, kiokhan, çiçihan) Hun hakanlarının yanında yüzlerce Kağan Hun Tahtına oturmuştur.
Bagatur,Mo-tu yada namı diğer Mete Han Türk tarihinin en büyük insanıdır, Türklerin İkinci başbuğu, muaazzam şavaş yeteneği ve stratejisiyle asırlar önce savaş sanatı yazan çinlileri kendine adeta köle yapmıştır. Aradan yüzlerce yıl geçmesine rağmen Mete Han çinlilerin korkulu rüyası olmuştur. Tanrı dağlarının eteklerindeki kurganının bulunmasını bekleyen Mete Han'ın tini şad durağı uçmağ olsun. Elbet birgün Mete Hanın tininde bir yiğit çıkacak ve Doğu Türkistan da kandaşlarımıza zulmeden kahpee çini yıkacak..!
Tüm bunları bize anlatan 
Ahmet Taşağıl hocama bu mükemmel kitap için teşekkür ederim.
Çin-Hun İlişkileri
İmparatorluk sarayı Hiung-nularla(Hunlar) anlaşmaları gereği onlara büyük miktarda buğday göndermek ve tahta çıkan her Hiung-nu hükümdarına bir Han prensesini eş olarak vermekle yükümlüydü.Bu şartların yerine getirilmesinde herhangi bir gecikme olduğunda Hiung-nular Çinlileri hemen uyarıyorlardı ama diğer taraftan hala Çin ve onun ticaret yolları için bir tehdit oluşturmayı da sürdürüyorlardı.
Sayfa 48 - Okyanus Yayıncılık
Prof. Dr. Masao Mori’nin Göktürkler Ders NotlarıGülçin Çandarlıoğlu · Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları · 201916 okunma