biz avrupa tarihçisi gibi değiliz; sadece julius caesar'ı, tacitus'u okuyarak ve germanya'nın milat sıralarındaki durumunu kavrayarak tarihimizi kısa sürede öğrenemeyiz. bugün bir alman'ın, bir fransız'ın, bir britanyalı'nın kaynakları romalılardır; onları okurlar, öbür diller zaten yazısız dillerdir. ama eldeki kaynaklar işlenmiştir, kolaydır. tarihte her zaman boşluklar vardır ama söz konusu kaynaklarla kolay duvar örülüyor. türkçe öyle değil, ilgili tarih içinde henüz üzerinde tartışılmamış çin, hind ve iran epigrafik ve paleografik malzemesi çoktur. bunun yanında sanskritçe, eski pahlavi dili gibi dillerde okumalar yapmak lazım. kurgandan (mezar) halı çıkıyor mesela; gel de o halının yerini tespit et. oradaki kavim söz konusu halıyı kullanmış ama kavmin tavsifi kolay iş değil. tarihçiliğimizin bu bakımlardan çok büyük problemleri var