Ellerini tutup ağzına tıkıştırdılar meyvelerini Yesin diye meyvelerini. Beyazlar içinde ve sarı saçlarıyla dayandı Lizzie Deredeki bir zambak gibi Dalgaların amansızca dövdüğü Mavi damarlı bir kaya gibi Kükreyen fırtınalı denizde Altın ışığını yayan Yapayalnız bir fener gibi Bal gibi tomurcuklarıyla Meyveye durmuş bir portakal ağacı gibi Yaban arılarının taciz ettiği, Kubbe ve kulelerle bezeli Muhteşem el değmemiş bir kasaba gibi Düştü düşecek kuşatılmış bir donanma tarafından Sancağını al aşağı etmeye göz koyan
Sözler verme bana, Böylece söz vermem ben de: İkimiz de özgür kalırız öyle ya, Asla aldatmadan, asla bağlı kalmadan diğerine, Varsın atılmadan kalsın zarlar avucumuzda İstediğinde gelirsin, gidersin istediğinde Nerden bilebilirim senin geçmişini, Ya sen benim geçmişimi nerden bilesin? Sıcak olan sen, kimbilir belki de daha sıcaktın Bir zamanlar bir başkasına Soğuk olan ben belki bir ara güneş ışığını Görmüşümdür, hissetmişimdir iliklerimde: Kim gösterecek tüm bunların Çok ama çok önce olduğunu? Görüntü silinir gider camdan Ve yarım kalır bırakılan fal. Eğer söz versen kahrolursun belki de Yeniden kaybettiğin özgürlüğünden: Ben söz versem, eminim Kıvranırım kırmak için o prangayı ...
Reklam
Ben mi söyleyecekmişim sırrımı? Yok daha neler Belki günün birinde, kim bilir? Ama bugün değil; buz kesti hava, bir rüzgar bir kar Sen de ne meraklıymışsın insaf! Duymak ister misin sırrımı? O zaman dinle: Ama sırrım benim sırrımdır, söylemem kimselere. Ya da sır mır yoktur belki de: Diyelim sır falan yoktur ortada, Eğleniyorumdur kendimce. ...
Ben ölünce, sevdiceğim, Hüzünlü şarkılar söyleme ardımdan; Güller dikme baş ucuma, Ya da koyu gölgeli bir selvi ağacı: Yeşil çimenler olsun üstümde Yağmurla ve çiyle ıslanan; Ve istersen, hatırla, İstersen unut.
Sayfa 40
Karlar düşerken doğacağına Guguk kuşları öterken doğsaydın ya Veya yeşerirken üzümler Ya da kırlangıçlar göç etmek için havalandığında Uzun bir yolculuk bekler onları Yaz bitmeye yüz tuttuğunda Kuzular kırpılırken öleceğine Elmalar dökülürken ölseydin ya Çekirgenin hesap verme vakti geldiğinde Tarlalar olgun başaklarla süslendiğinde Ve iç çekerken rüzgarlar Lütufların yitimine.
300 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.